efkârlı (01/12/2005)
hayattan kaçış kolay mı?
saklambaç oynarsın her dem.
her duygu bir perde olur önünde.
perdeler kalkınca sahnelenir hüzünler.
diz çökersin karanlıklarda, yalnızlıklarda...
acımak mı bu kendine.
hayata kafa tutmak neden.
her isyan gönlünden bir parça koparıp gidince.
acısı yar kalır bu fani bedende.
meçhul olur gidenler,
aşklar tükenir duhulünde,
gözlerin dalar da medet umar...
sigaranın külünden,
kadehin dibinden,
şarabın deminden,
terennüm seslerinden irkilir ruhun...
bedenin ruha yaptığı ilk eziyet değildir bu.
kendi elinle harların akıbetin.
vuslatı bırakır ruh ve beden.
hicran yarasıyla sükun bulur kederler.
vakit almış başını gitmiştir artık.
an gelmiştir an götürmüştür senden kalanları.
bir cılız beden emanet kalmıştır.
o da toprağa aşıktır, maşukuna hasrettir arzuları.
ve bir kuru toprak paklar tüm hüzünleri.
hayat yine devinir.
insanlar yine dövünür,
yeni yetme acılar yalnızlaşır,
filizlenir sahnenin tohumları,
kısırdöngüde masal olur olanlar...
(çok etkilendim, duygulandım, belki göz yaşlarıma tutundum belki de bencilliğimle özlemlerimi şımarttım, giden gitti anıları söndürmüyor bu yarayı, yok saymak acıyı söndürmüyor kahrını derdini, ağlamak dindirmiyor yüreği, soğuk bu yaşam, uyum sağlamaya çalışmak nafile...ufacık minicik sevgilerde olmasa yaşamak neye yarar...)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder