24 Mayıs 2007

Sınav (2006)


Adından övgüyle bahsedilen Türk sinemasının üzerinde durması gereken başarılı bir yapıt. Ömer Faruk Sorak’ın yönetmenliğini konuşturduğu bu sinemada kahkaha ile sürükleyici bir senaryoyu birlikte bulacaksınız. Sığlıktan uzak iyi düşünülmüş bir kurgusu var. Van Damme’nin de filmde misafir oluşu renk getirmiş. Bunun yanı sıra kadro çok iyi oluşturulmuş. Hümeyra, Atlan Erkekli, Zafer Alagöz, Güven Kıraç, Kadir Çöpdemir gibi bir çok ismi bu filmde görebiliyorsunuz. Filmin konusu ise şöyle:

Lise son sınıfta olan öss ve okul derslerini bir arada götürmekten bunalmış, evde de gerginlikler yaşayan birkaç kafadar arkadaş sınav sorularını çalmaya karar verirler. Bu işlerden sonra işi daha da büyütmeye karar verirler ve öss sınav sorularını çalmak için plan yaparlar. Bütün olaylar mizahın üst seviyede olduğu bir şekilde anlatılıyor. Beklenmedik bir sonla bitiyor. Arada dramında işlendiği bu sinema sınav stresi ve ruh halini çok güzel anlatıyor. Keyifle izlenecek son dönem başarılı Türk filmi.


görsel efektler: çok iyi
ses efektleri: iyi
çekim teknikleri: çok iyi
senaryo: iyi
kurgu: orta
oyuncu performansı: iyi
yönetmen performansı: iyi
benim puanım: 8/10
imdb puanı: 7,9/10
imdb adresi: http://www.imdb.com/title/tt0826631/

Copying Beethoven (2006)


Beethowen’ın sıra dışı yaşamanı ele alan, ince mizah ile süslenmiş harika bir yapıt. Beethowen’ın en bilindik özelliği sağır olmasıdır. Dolayısıyla sinirli bir mizaca sahip sanatçının en sevdiği kişi yeğenidir. Onun dışındaki tüm kişilerle gırtlak gırtlağa gelmiş ama ülkenin arşidükleri tarafından el üstünde tutulan saygın bir kişiliğe sahiptir. Her şey müzik alanında çok meraklı olan bir rahibenin kızı olan Anna Holtz’un Beethowen’ın müzisyenliğine olan hayranlığı ile başlar. Onu asitse eden bu güzel bayan bol bol müzikli klasik eserlerle süslenmiş senaryonun sürükleyicilerinden oluyor. En şahane kısmı ise sağırlığından dolayı orkestrayı yönetimde zorlanan Beethowen’ın Anna Holtz’un ellerini takip ederek yönettiği, muhteşem bir klasiğin tüm ruh halini yansıtan sahne.. psikolojik betimlemeler çok iyi verilmiş, dönem unsurları iyi derlenmiş. Keyifle izlenecek bir film.

görsel efektler: iyi
ses efektleri: çok iyi
çekim teknikleri: iyi
senaryo: iyi
kurgu: orta
oyuncu performansı: iyi
yönetmen performansı: iyi
benim puanım: 7,5/10
imdb puanı: 6,8/10
imdb adresi: http://www.imdb.com/title/tt0424908/

22 Mayıs 2007

açık yürekli olmak!

Açık yürekli olmalı her zaman, alabildiğine koşmalı terlemekten korkmadan. Mesela hesapsız sevmeli, sırf sevmek için gitmeli sevdiğine.. Yada bir sabah uyanınca miskince esnemek yerine koşmalı pencereye, haykırmalı aklından geçen ilk cümleyi..

Açık yürekli olmalı, açmalı bağrında birikenleri, söylerken cimrilikten uzak, tozpembe rengine bürünmeden anlatmalı kelamını..kavgasız gürültüsüz bir dünya için açık açık anlatmalı. Sevgiyi peyderpey satmak yerine olduğu gibi vermeli. Önyargı çemberini ilk celsede delmeli..

Açık yürekli olmalı insan, lisanından arınmalı art niyetler..belki bir aşk için, belki bir dostluk belki de yaren olmuş birisine açmalı gönlünden geçenleri olduğu gibi, olurunda tutmalı sevdalarını.. Elini uzatmalı isteyene, neden istediğini düşünmeden, sırf vermek için eli cebinde dolaşmalı. Sevmekten usanmamalı, sevilen bunalmamalı açıktan sızan mutluluk dalgasından.. Dedim ya açık yürekli olmalı, kayıp endişesini atmalı, neşelerden tatmalı insan..

Yarını düşünmeden bugünü yaşamalı.. Anlaşmalı hayatına girenlerin mefkuresiyle, şaşmamalı barış içinde dolaşan insan furyasından .. Handikaplardan çıkmalı, çıkmazları açmalı, açık yürekli edayla dikilmeli kapılarda.. Aşmalı tabiatın en sarp patikalarını, bir merhabayı esirgemeden kuşların terennümlerine eşlik etmeli. Birlikte ağıt yakmalı bülbülün güle olan özlemine..

Açık yürekli olmalı, kollarını boş tutmadan sarmalı her an bir dostu kaybetme telaşesiyle.. Ellerini açmalı yürekten yalvarmalı Allah’a, duyguları örseleyen kurgulanmış cümleleri kenara atmalı.. Açık açık istemeli yüreğinde beslediği sevgi tohumlarının meyvelerini..

Kinden, dargınlıktan uzakta, kendinden gelmeli söylemler.. Nedameti itmeli dipsiz dehlizlere, yüreğinden taşmalı, sevgiyle titremeli dizlerin.. Yorgun argın kalmadan, geceler dilsiz bırakmadan, açmalı ardına kadar kalbin kapılarını..

Bıkmadan usanmadan açık yürekli olmalı, inadına sahiplenmeli, hoş duygular ihata etmeli yürek yurdunun müdavimlerini.. İşe tüm kalıpları yıkmakla başlamalı, tabulardan koşar adım uzaklaşmalı.. Mesela en sevmediğini sevmeli, hiç gitmediğini gezmeli, hiç tatmadığın damağında asılmalı peyderpey.. Hiç kasılmadan, eksiğinle yamanmalı hayata, hatalar nişanesi olmalı insanlığın.. Hiç utanmadan nişan almalı, sevgi aşısı fırlatmalı taşlaşmış tüm kalplere..

Açık yürekli olmalı, aşık olmaktan bıkmadan delicesine sevmeli, hoşlanmalı alımlı gelen tüm açık akımlardan.. Demem o ki hayatı zorlaştırmamalı, kolaylaştırmalı..

19 Mayıs 2007

yeşil gözlü feriştem

Yeşil zümrüt taneli feriştemin,
Işıldayan göz feri, aşkıma erişti.
İşte yeniden yandı gönlünün feneri,
Takıldı gönlümün ucuna lengeri..
Aklımın eyvanları biçare ayakta,
Baktım ki yaman bir iştiyaktayım!
Her nazarımdaki yer yakuttu, yeşildi,
Ayrılık rüzgarları korkuttu ay ışığım..
Aşığım senden gelen her işarete,
Gönlüm hazır aşkının şiddetine.
Kalbimin ucu darbenle koptu kırık,
Ayrılmadı benden ağlamaklı hıçkırık.
Senle doğdum senle şekillendim,
Şenlendi kenetlenmiş boş ellerim.
Sinesine tek tek işlemişti alınyazısı,
Muştular erişti gölgesinde ayazın.
Halis niyetime dönmedi bir aksisedan,
Nihayetinde direndi, aksi edasıyla.
Yüreğime uzandı aşkının bakayası,
Çok uzaktı bana ellerinin ayası.
aşkın ışık olmuştu, şiarımdı,
Şirin yarime aşıktı şuurum..
Yeşil zümrüt taneli feriştemin,
Işıldayan göz feri, aşkıma erişti.
Mahzun yüzlü, ürkek kalpli lerzanım,
Bazen üzdün, badem gözlü gülzarım..
Manasız eşarlar! Ruhun vuslatı elzem,
Özlemim mırıldanır efganı remzen..

18 Mayıs 2007

aşk günleri

arı bir duygu gibi iliklerine sızmaya başlar. tüm hücrelerini sarıp kalp yurdunu ele geçirince o an yapacağın fazla bir şey yoktur. Aklın, ruhunun kölesi olur, ölesiye tutulur ahitler verir yüreğin. okundukça heyecan veren bir şiir gibi bir beşerin yaşam huzuru, yüreğine akıttığı feyiz oluğu oluverir. duygularına nükseder hızla harmanlanır düşüncelerinle, bakışların hoş bir eda ile boşluğun girdabına sürüklenir. iç sesin aks eder iki kalbin arasında, cereyan olur tüm sevgi selleri.. içindeki fırtınalar, heyelanlar sarsar yürek sarayını.. sarar biriken hatıranın küllerinden alevlenmiş aşk bayrağı, kalbin tahtını..

tüm hayatın en anlamsızlaştığı anlarda anlamını bulur yürek sesin. kopması imkansız bir halat gibi sımsıkı tutunur, mekansız zamansız yakalar, kollarından bağlanır kollarına sevgi dolu kucaklar..

mesafeler aşk mesabesinde müsavi olur. tüm art niyetli hesaplar düşüncelerinin ardında lağvedilir. ilkbahar heyecanıyla dirilmiş bir papatya gibi bembeyaz duygular sarar sevgiyle sararmış benzini..

Ansızın bir sayha gibi çarpar bedenine, sonra iç denizinde seyahat eder bir süre, kulaklarında çınlayan bir harp gibi düşüncelerinde patlar aşk depremi.. Bir hiçlik, bir yokluk sarhoşluğuyla aşk duygusunun dışındaki düşünceler seraba döner. Yürekler bir atmak için sevgiyle damgalanır. Bir büyük boşlukta debelenirken, aşk bekçisine ebelenir bedenin..

ruhun bulanımı, aklın çıldırışı dersin ama nafile! çaldırırsın kalbini en ummadığın anda alımlı bir afete. bir tutkulu, bir soluksuz isyan gecesinden sabaha arta kalan hıçkırıkla yamarsın kırık kalbini. işkillenir yine batan güneşin karanlığında, sabahla şekillenir gecenin ayazı. sana reva görülen yazı, ağarmaya yüz tutar tanyerinde boğulan son ışıklarla..aşıklara göz kırpar güneş, son şualar saplanır gözbebeklerinin rengine. Öbek öbek sevgi seli dökülür yollarına, kolların yine bekler, alımlı bir bebeğin yolunu gözler gibi açar alabildiğince kucağını..

nefesiyle soluklanır, sesinin terennümüyle kulakları bayram eder, bakışlarıyla buğulanır aşıkların hayalleri.. her dokunuş, konuşamadığın harfleri işler tenine. Bir masum titremeyle dökülür bedenindeki tüm harfler, sadrında gizli saklı kalmış kalbine.. Aşk bu, hakikat delilik! İliklerine işlemiş aşklar, bir elekte elenmiş taş yürekler, süzülmüş gönül bahçene masumiyetin fevkaladesi… aşk günlerinde zaman başka akar, sabahlara kadar yuvarlanır, büyüdükçe büyür duygu çığları.. içinde dinmeyen sessiz bir çığlık, dilinin tellerine takılır, gönül ezgileri dökülür yarin yollarına..

13 Mayıs 2007

spartacus (1960)

1960 yapımı olan bu film muazzam bütçeli ve yapım aşaması oldukça uzun özenilmiş bir sinema. filmi zamanın şartlarını düşününce olağanüstü bir emeğin varlığını görmemek imkansız. o zamanın imkanlarını düşününce hala "kol kesme, binlere nizami ordu, alev silindirlerinin altında kalan adamları vb." efektleri nasıl ekrana yansıttıklarını düşünmekten kendimi alamıyorum. stanley kubrick gibi başarılı bir yönetmenin ellerinde şekillenen bir film dolayısıyla yönetmenin etkisi sinemalarda kaçınılmaz güzellikleri beraberinde getiriyor. özgün çekim açıları, aksiyon sahneleri, seçilen mekanlar, dönemi çok iyi yansıtan mimari ve yapısal özellikler ve detaylar çok iyi düşünülmüş.

spartacus adlı bir köle özgürlükçü yapısından dolayı hep problem yaşayan biridir. bu boyun eğmez tavrı kendisinin ölüme terk edilmesine sebep olmuştur. gladyatör okulu sahibi köleler arasından öğrenci seçmeye gelince spartacus'un yapılı vücudunu görünce onu okula almaya karar verir. zenginlerin eğlencesi için okulda ölümüne mücadele yaptırılır ve orda ölen bir arkadaşlarının üzüntüsü spartacus'u ayaklandırır. tüm gladyatörler de spartacus'un ardından hareketlenir. bu köle isyanı tüm roma'nın başına bela olacak ve inanılmaz bir efsane doğacaktır. oldukça uzun olan film'de kirk douglas'ın oyunculuk performansına hayran kalacaksınız. o dönem de bile erdemlilik ilkesinin varlığını gösteren söylemler var. kendisine sunulan köle kadını red eden ve "ben hayvan değilim" diye isyan eden spartacus insanlığın özünde yatan iyiliğin sembolü olmuş adeta. filmin senaryosu harika, oyuncuları da hakeza çok başarılı. keyifle izlenebilecek bir yapıt.

görsel efektler: çok iyi
ses efektleri: iyi
çekim teknikleri: çok iyi
senaryo: çok iyi
kurgu: iyi
oyuncu performansı: çok iyi
yönetmen performansı: çok iyi
benim puanım: 9/10
imdb puanı: 8/10
imdb adresi: http://www.imdb.com/title/tt0054331/

10 Mayıs 2007

çocuksu bakışlar


erkekler her yaşta çocuktur derler. ya hanımlar onların çok mu farkı vardır bizlerden. yedisinde ne ise yetmişinde de o değilmidir. başbaşa vermiş ve çocuksu bakışlarıyla aynı hayalleri görmüyorlar mı sizce!

hayatı yakınlaştırmak


messenger gibi hayatı yakınlaştırır bir icat gibi fotoğraf makinası. bir kere kadrajlarsın ve o kare durdukça anımsarsın yakınlığını..

7 Mayıs 2007

Everyone Says I Love You (1996)


woody allen'in newyork'un atmosferinde gerçekleştirdiği müzikal ağırlıklı romantik bir film. filmin bir çok ünlü simanın buluştuğu bir proje olmasından dolayı izlenme sıkıntısı kalmıyor. kendi içerisinde bir bütünlük olmasın rağmen senaryonun tekdüze duyguları işlemesi konuyu biraz sıkıcı hale sokmuş. ayrıca müzikal ağırlıklı olması da senaryonun üzerinde ikinci bir gölge olmuş. filmin genel konusu büyük bir ailenin tüm fertlerinin yaşadığı komik ayrılık ve bağlılık ilişkileri üzerinden gidiyor. edward norton, julia roberts, drew barymore ve diva grey gibi başarılı oyuncuları bir arada bulmuşken izlemenin güzel olacağını düşünüyorum.

görsel efektler: iyi
ses efektleri: iyi
çekim teknikleri: çok iyi
senaryo: iyi
kurgu: orta
oyuncu performansı: iyi
yönetmen performansı: orta
benim puanım: 6,5/10
imdb puanı: 6,8/10
imdb adresi: http://www.imdb.com/title/tt0116242/

Because I Said So


Daphne üç kız sahibi dul bir kadındır. bunlardan tuhaf gülüşlü ve güzel olan bir kızının erkek arkadaşı yoktur. herşeye karışan ve müdahale eden anne rolündeki Daphne kızının hayatını yönlendirmek ister ve internet üzerinden sevgili bulur. bulduğu kişiyle çaktırmadan görüşme ayarlar. işin daha kötüsü kız birine daha aşık olmuştur ve bu iki kişiyle çıkmaya başlar. olaylar daha sonra içinden çıkılmaz hal alır.
film genel olarak sürükleyici ama klasik romantizm işleyen filmlerden öteye gitmiyor. yani çok farklı bir senaryosu yok. romantik ve azıcık da mizahla süslenmiş film sevenler için güzel olabilir. aile yapısı ve aile kurumu ile ilgili konusal zenginliğe bakınca amerikan yaşantısından çok önemli bazı doneler de toplanabiliyor. Diane Keaton ve Mandy Moore'nin başrollerini aldığı filmi vasat yapıtlar arasında görebiliriz.

görsel efektler: iyi
ses efektleri: orta
çekim teknikleri: orta
senaryo: orta
kurgu: iyi
oyuncu performansı: iyi
yönetmen performansı: iyi
benim puanım: 5/10
imdb puanı: 5/10
imdb adresi: http://www.imdb.com/title/tt0490084/

2 Mayıs 2007

nesim

Ölüm korkusu sinmiş dudaklarıma,
Yolun sonunda inmiş duraklarım.
Güneş ve aydı şahidim leyalde,
Ayazın kaydı yıldızlardan hayalime.
Bazen bir neşter cerhi gibi keskin,
Bazen bir nesim gibi okşarsın tenimi..
Estikçe hafiften enseme nefesin,
Füsunlu simandan dökülür zarafetin.
Husul edip dirilir yeniden aşkın,
Hercai arzularınla eser heva yelleri.
Asil bir aşkın eseri doğar ellerinde,
Hava gibi toprak gibi kokar hayalleri..
Zincirini koparır gönül esiri ahvaliyle,
Aşk saplanmış yürekler kapaklanır,
Sevişmeyle kaplanan tenler, paklanır..
Sefalı dokunuşlar bir his bulur ne diye!
Mesafeler barışır, vuslatın olur hediye.
Takılır aşkın uyduları, yürekler yörüngesine,
Yakılır umutların ateşi, sürekli sinesine.
Sevgimi teyelledim yüreğinin kıyısına hakeza,
Arzularım ellerinin ayasında döndü enkaza..
Gel ey yar sar beni ebede kadar,
Gönül mabedimi sarsıp eyleme seyyar..
Gözlerim ardından yoruldu, biçare daldı,
Ruhuma vurulmuş zayi, bir hançerin kaldı..