30 Kasım 2006

kavak

kavak'ta buluşur boğazlar, iki yaka kavuşur birbirine. nice tarihlere tanıklık eder, nice savaşlar atlatır, sular akıp gider zamanın altından yine. gözler yarınları en hakim tepesinden.. Posted by Picasa

zeynep

güzel gözleriyle bakınır yükseklere, hayalleri boyunu aşar küçük bedeninde. bir umut daha filizlenir dünyanın merkezinde. arz, merhaba der bayrak yarışında emaneti teslim alan miniklere.. Posted by Picasa

zaman tüneli

zamana ait canlılar göçer, ardında kalan tüm terekeler de öğütülür zamanın çarkında. zaman bile zamansızlığın derinliğinde kaybolup gider.. Posted by Picasa

vagonya

bembeyaz yapraklarıyla yeniden açar vagonya. farklılık ve güzelliğiyle büyüler bizleri. Posted by Picasa

üzüm yağmuru

binbir tanesi dökülür her birinde bir lezzet gizler. her tanesi bir gizeme gebe kalmıştır üzümlerin. sağnak sağnak yağınca çözülür tüm gizemler peyderpey.. Posted by Picasa

martı bir iki kalkıyor..

zamanı gelen kanat çırpar uzaklaşır tüm geride bıraktığı dertlerden. belki de başka bir hüzne gidiştir bu kim bilir! hayatta çeker alır, sırayla gelenleri sırayla götürür bilmediğimiz alemlere.. Posted by Picasa

tutsak

tutsak kalmış gözleri, hürriyetin gölgesinden uzaklarda ağlar.. bir yaralı şahin, tel örgülerle örselenir yarınlara.. kanat çırpacağı kanatları güçsüz, umutları ışıksız kalır.. Posted by Picasa

28 Kasım 2006

babel (sinema)

filmin başrollerinde brad pitt ve cate blanchett oynamasına rağmen çok farklı mekanlarda ve çok farklı kültürlerde birbirinden bağımsız ilerleyen senaryolar bulunmaktadır. ince eleştiri diline sahip bu filmin konusu şöyle; fas'ta yaşayan bir köylü, eski bir silah satın alır. o köye tatil amaçlı gelen amerikalı aileden bir bayan, silah sahibinin çocuklarının yaptığı iddia atışı yüzünden yanlışlıkla vurulur. bu silahı satan kişi japon bir iş adamıdır ve eşini kaybetmiştir. ayrıca bu japonun kızı dilsiz ve bunun getirdiği ağırlığı üzerinde taşımaktadır. vurulan kadının çocukları ise meksikalı bir bakıcının gözetimindedir. olay meksikalı bakıcı, japon iş adamının ailesi, faslı köylü, amerikalı ailenin dramlarını herbirinin pencerisinden ayrı bir bakışla anlatıyor. e tabi amerakanın canavarlığını dile getirmemek olmaz. burda gayet kalın çizgilerle dünyanın kötü gidişatının heryerde olduğunun altı çizilmektedir.

duvardaki delik çetesi (sinema)

poul newman ve roberd redfort'un başrolünü aldığı 1968 yapımı western sinemasının farklı yapıtlarından. filmin konusu iki samimi arkadaşın soygun maceralarından oluşmakta. filmin çoğu sahnesi kaçış ve kovalama şeklinde geçse de o zamanın çekim teknikleri dahilinde iyi iş ortaya çıkarılmış. ince nükteler ve soyguncuların sıra dışı yaşamından ince kesitler sunmaktadırlar. sürükleyicilik olarak başarılı ama konusal içerik olarak durağan bir film. oyuncuların performansına söylenecek söz yok. bulundukları yerde peşlerine takılan kiralık katillerden kaçıp bolivya'ya yerleşen ve orada da banka soygunlarına devam eden bu ikiliye Katharine Ross eşlik etmektedir. kaçış ve kovalamaca filmi sevenler için izlenmesi gereken bir film.

hard candy (sinema)

patrick wilson ve ellen page'in oyunculuklarını konuşturduğu dar mekanda geçen gizemli ve gerilim dolu bir film. filmin konusu henüz reşit olmayan kızlarla ilişki kurduğu düşünülen bir fotoğrafçının, reşit olmayan bir genç kız ile aralarında geçen diyaloga dayanmakta. sanal ortamda planlı bir şekilde fotoğrafçıyla irtibata geçen ve evine davet edilen genç kızın fotoğrafçıyı etkisiz hale getirmesi ardından gerilim ve korkulu anların başlamasından ibaret. filmin diyalogları çok iyi kurulmuş. oyuncu karakterleri başarılı bir şekilde oluşturulmuş. bunda da en büyük payı oyuncuların performansları oluşturuyor. 2005 yapımı bu film mutlaka izlenmesi gerekenlerden.

ayıp ettik (tiyatro)

Ece Uslu, Durul Bazen, Ali Türkoğlu ve Kayra Şenocak gibi ünlü ve başarılı oyuncuların rol aldığı 'Ayıp Ettik' adlı oyun bel altı esprilere dayanıyor. ilk bölüm sıradan ve işlenmiş konulandan derlenmiş olsa da ikince bölümdeki oyuncuların performansları oyunun kötü senaryosunu örter nitelikte. özellikle durul bazan ve kayra şenocak'ın canlandırdığı karekterler izlenmeğe değer. ilk bölümde seyirciye aceleye getirilmiş izlenimi veren senaryonun ikinci bölümünde komiser ve kadın tüccarı arasındaki diyaloglar filmin koptuğu anlar oluyor. büyük bir emek verilerek hazırlanan oyunun bazı bölümlerinde mizahın dozajı kaçıyor.

Dijital Fotoğrafçılık

Geçmişten gelen film fotoğrafçılığının, belirli yazılımlar ve bilgisayar teknolojisi işlenip birleştirilmesine dijital (sayısal) fotoğrafçılık denir. Fotoğraflara artık bilgisayarlar vasıtası ile çeşitli ölçülerde müdahale edilebilir, temel değerleri değiştirilebilir, hatta maniple edilebilir. Eskiden rötuş olarak bilinen tekniklerin yerini, bu yeni teknolojinin ürettiği yazılımlar alarak daha da kapsamlı müdahale şansı ortaya çıkmıştır. Ayrıca dijital makinelerde film masrafı bulunmamaktadır ve uzun vadede kullanım masrafları oldukça düşmektedir.
Temel Kurallar
Dijital fotoğrafçılık, geleneksel temellere dayanır. Eskiden SLR makinelerde olan netleme, diyafram, pozlama süresi gibi kavramlar yeni nesil DSLR makinelerde da bululmaktadır. Tek farkı DSLR makinelerin daha detaylı ayar ve müdahale şansı tanımasıdır.

Netleme

Objektif üzerinde bulunan MF ve AF yani manuel fokus (elle netleme) ve auto fokus (otomatik netleme) vasıtası ile netlemenin nasıl yapılacağı belirlenir. Deklanşöre yarım basılarak netleme sağlanır. Zaten tam basıldığında netlemenin yapıldığı alan derinliğine göre pozlama gerçekleşir. Manuel netleme daha çok netlemenin tutturulamadığı durumlarda kullanılır. Belli bir noktaya sabitlenip netleme yapıldıktan sonra pozlama yapmak için MF elverişlidir.

IS (Image Stabilizer)

Genelde objektif üzerine yerleştirilen bir tırnak vasıtası ile çalışan, sarsıntılara karşı emici özellik taşıyan aparata denir. Elin titremesiyle meydana gelen netlik kaybını en aza indirmeye yarar. Sehpa kullanıldığı durumlarda is kullanılması önerilmez. Bazı makinelerde artık is, sensörler üzerine yerleştirilmektedir. Bu sayede daha çok verim alınmaktadır.

Zoom

Objektiflerin üzerinde bulunan optik zoomlar ya da fotoğraf makinesinin gövdesi dahilinde bulunan dijital zoomlar sayesinde nesneler ve görüntüler olduğundan daha yakın gösterilebilir. "X" ile zoom ölçüsü belirlenir.

Lens (Objektif)

SLR makineler yani tam profesyonel makinelerde objektifler sökülüp takılabilmektedir. Çeşitli çekimler için belirli aralıkta objektifler bulunmaktadır. Bunların lens kaliteleri ve lens aralıkları değişmektedir. en güzeli çekim yapacağımız yada tarzımıza uygun fotoğraflar için bir lens aralığı belirlemek ve ona uygun lensler edinmektir. Lensler odak uzaklıklarına, mercek yapılarına göre, zoom'larına, değiştirilebilir olma özelliklerine göre ayırt edilirler. Basit dijital görüntüleme cihazlarında ise cam yerine plastik mercekler kullanılır. Objektifler, odak uzaklıkları ile adlandırılırlar. Fiziksel olarak bakıldığında odak uzaklığı, bir objektifin ışık kırma kapasitesinin ölçüsüdür. Odak uzaklığı, sonsuz uzaklıktaki bir cismin keskin görünmesi için gerekli olan mesafeyi belirler.

Elde çekim yapılabilecek en yavaş enstantane, objektif odak uzaklığının ters değeridir; yani 60mm civarında olan bir odak uzaklığı için 1/60sn. olarak alınabilir; 200mm olan bir odak uzaklığı için, enstantane ayarını 1/200sn. olarak belirlemeniz gerekir. Objektifler, odak uzaklıklarına göre, sınıflandırılırlar. Genel olarak objektif türleri;

standart-normal
geniş açı-balıkgözü (manzara çekimleri ve geniş mekanların çekimi için)
dar açı-tele (uzak cisimlerin çekimler için)
zoom-değebilen (birçok aralıkta çekim yapma imkanı veren fakat keskinlik kalitesinden bu sebeple ödün veren objektiflerdir)


Bady (Makine Gövdesi)

Bizlere çeşitli ayarlama imkanları sunan fotoğraf makinesinin ana parçasıdır. Fakat şu gerçeği unutmamak gerekir ki asıl olan lenslerdir. Fotoğraf makinelerinin gövdeleri (bady) gelip geçicidir. Sürekli olarak teknolojileri gelişip değişmektedir. Bugünkü fotoğraf makinelerinin ebatları gittikçe küçülüp, ağırlığı azalmaktadır. Bunun taşıma pratiklik açısından önemi muhakkak vardır fakat birtakım sorunları da yanında getirir. Makine gövdesinin hafif olması sallanma riskini arttırır ve ergonomisini düşürebilir.

Diyafram (Perde Aralığı)

Diyafram ışığın gireceği deliğin büyüklüğünü ve küçüklüğünü niteler. "F" değeri ile tanımlanır. Diyaframın kısılması (rakamsal değer olarak artması) ışığın daha az girmesini sağlar fakat net alan derinliğini arttırır. Diyaframın açılması (rakamsal değer olarak azalması) ışığın daha fazla girmesini sağlar fakat bu seferde net alan derinliği azalır. Gece çekimlerinde, yetersiz ışık ortamlarında, macro yani detay çekimlerinde diyafram genel olarak açılır. Bu sayede yeterli ışık sağlanır. Detay çalışmalarda ise net alan derinliği azaldığı için fonun flu (blur) görünümü sağlanır. Etkili portre ya da detay çekimlerde fonun flu olması önemlidir. Lens alınırken diyafram değerleri de önemli kriterlerdendir. Bir objektifin en büyük diyafram açıklığı onun ışık gücünü belirler. En büyük ışık gücü örnek olarak f/2.8 denilebilir.

Net Alan Derinliği

Fotoğraflarda net alan derinliği, çekimi yaparken üç boyutlu uzayda ne kadar bir derinliği netlik içine alacağımızı belirlememizi sağlar. Önümüzde yüz metrelik bir mesafe var diyelim. Gözümüzün gördüğü yüz metrenin tamamını netlemek istiyorsak netliği sonsuza alıyoruz demektir. Örneğin sadece on metrelik bir derinliği netleyecek isek bu net alan derinliğini azaltıyoruz manasına gelir. Bunu da diyaframı kısarak yada açarak sağlayabiliriz.

Enstantane (Pozlama Süresi)

Pozlandırma süreleri dijital olarak düzenlenir. Pozlama süresi genellikle gece çekimlerinde ve yetersiz ışık ortamlarında arttırılır. Yada tül, pan, ışıklı boyama etkisi vermek için uygun miktarda pozlama süresi uzatılabilir. Kısa pozlama ise hareketli cisimleri net bir şekilde dondurmak, yada yüksek ışık ortamında fotoğraftaki ışık patlamalarının oluşmasını engellemek için kullanılır.

ISO (ASA)

Eskiden negatiflerin hassasiyetini yani ışığa olan duyarlılığını ölçmek için bu değer kullanılırdı. Dijital makinelerde ise sensörün ışığa olan hassasiyeti olarak tanımlanabilir. Yetersiz ışık ortamlarında iso değeri arttırılabilir. Fakat yüksek asa'da grenler artabilir, dijital makinelerde ise noiseler meydana gelebilir. Bu iki terim de fotoğraftaki karlanmayı niteler.

Pozlandırma Dengesi

Geleneksel makinede ve dijital makinelerde , pozlandırma dengeleme ayarları vardır ve çoğunlukla “+/- 3 EV” olarak verilir. Bu ayar ortamın karanlık veya aydınlık durumda olmasına göre artı ve eksi olarak kullanılabilir. 0 rakamı ortalama değeri niteler.

Bakaç (Diyoptri)

Göz bozukluğu olan kişilerin fotoğraf çekimlerinde vizörden gözlüksüz bir şekilde net görmelerini sağlamak amacıyla vizörün hemen önünde bulunan ayarlama kadranına denir.

Flaş

Hemen hemen bütün dijital fotoğraf makinelerinin dahili flaşı bulunur. Otomatik flaş, kırmızı göz alıcılar, zorunlu flaş genelde tüm makinelerde bulunmaktadır. flaş ışığının gücü kademeli olarak ayarlanabilir. Gündüz çekimlerinde dolgu flaşı terimi ile adlandırılan, ışık şiddeti az olan flaş gücü kullanılır. Böylece ufak gölgeciklerden kurtuluruz. Yine perde hızıyla senkronize olarak kullanılır bu flaşlar. Fakat şunu söylemeliyiz ki bazı makinelerde flaş senkronizesi pozlama hızına denk yapılmamakta, kısıtlamalar getirilmektedir. Bunun sebebi ise harici flaşlara yönlendirmek maksadıyla ticari kaygı güdülmesidir.

Beyaz Ayarı

Işık gün içerisinde farklı renk sıcaklığına sahiptir. Her durum ve ortam için uygun olan ışık ayarı makinemiz vasıtasıyla yapılabilir. Hazır modlar olduğu gibi beyaz ölçümlemesi yapılıp çekim gerçekleştirilebilir. Bulutlu hava, tungsten ışık, florsan ışık, güneşli, otomatik vs. gibi ölçümlemeler pratiklik açısından pek kullanışlıdır.

Tripod (Sehpa)

Uzun pozlamalarda yada sarsıntılardan kurtulmak maksadıyla üç ayaklı düzenek üzerine kurulmuş alete denir. Üzerinde eğim terazisi bulunmaktadır. Ayakları uzatılabilir ve kısaltılabilir, makinenin dikey kadrajla çekim yapmasına da olanak sağlar.

Foto Çekerken Dikkat Edilecekler

Konunun estetik görünüşü, taşıdığı anlam, kadraj yerleşimindeki özen, kompozisyonun uyumluluğu, teknik değerlerin yeterliliği, kare içerisinde yer alan canlı ya da cansız objelerin etkileşimi, farklı bir bakış açısı olup olmadığı, taşıdığı habersel, kültürel, belgesel, tarihsel, duygusal vs anlamlar, netliği, renk doygunluğu ve sıcaklığı, net alan derinliğinin doğru belirlenmesi vs.dir.

Konu Belirleme

Fotoğraf çekerken ne üzerinde çalışacağımız belirleyip ekipmanımızı ona göre oluşturmalıyız. Bu konular macro (detay), portre, mimari, manzara, stil life, doğa ve kırsal, uzak cisimler vs. olabilir. Her birinde kullanılacak ekipman ve teknik değerler farklı olabilir. Genelde iyi fotoğrafçılar kendilerine tarz belirleyerek fotoğrafçılığa başlarlar.

sen artık yoktun

Sen Artık Yoktun (27/11/2006)
Sabah yağmuruyla uyandım,
Uzandım dizlerine.
Hissiz ellerimle kapattım,
Yaş akan gözlerimi.
Kalbimde kırık bir parça bıraktın,
Senden saçılan burukluğumdan..
Açtığımda gözlerimi,
Sen artık yoktun..
Bir rüyaydı, sardı zihnimi,
Aşk defterim sarardı hüznünle.
Senin yüzünden güzelim!
Istırap denizinde ezildim.
Nefesinle soluklanırken,
Yokluğun soğuttu bedenimi.
Yalnızlığa terk ettin.
Yıkılan umutlarım değildi!
Bendeki seni kapattın,
Ayrılık haykıran sesinle.
Koparttın sana filizlenen hislerimi.
Yürüdüm bize ait caddelerde,
Hiddetinden süründüm.
Yalnızlık bürüdü gözlerimi,
Sen artık yoktun..

27 Kasım 2006

dengesizlik nedir sizce?

dengesiz insanlar adı üstünde uçlarda yaşar. genel kabulden uzak uyumsuz, çatışma halinde, sürekli sorun merkezli, insani ve insana dair duygulardan uzak insanlardır. bu insanları çözümlemek ilk etapta zordur. bazen de ilk bakışta dengesiz dediğimiz insanların ruh dengelerinin sağlamlığı zaman içerisinde ortaya çıkar. bir kaç farklı davranışı yüzünden insanları itham etmek de doğru olmaz. dengesizlik kontrollü olduğu sürece zararsız ve hayata heyecan katır. renkli yaşamak, adranelani yüksek bir şekilde görünmek, makuliyetten uzak olanların tercihidir dengesizlik.. ergen dönemlerin en belirgin özelliği olarak sivrilir dengesizlik. bunun sebebi ise; sorumluluk bilincinin gelişmemesi, kişiliğin tam oturmaması, enerji dolu olmak ve henüz hayatın törpüsünden geçmemiş olmak gelir. zamanla hayat törpüler, rendeler, hizaya getirir insanları. bu sürecin çok katı olduğu toplumlarda kukla kişilikler gelişir. yapay kişilikli, yapmacık gülen, oturan, ağlayan robot gibi insanlar peyda olur. o halde ne uçlarda olmalı ne de monoton kalmalı. her şey tadında yaşanınca hayat daha güzel olduğu aşikar. hayatın içinde barındırdığı tüm detaylar insanlar için ise herşeyden bir nebze tad almakta fayda var. varlığımızı tehdit edecek dereceye gelmediği sürece meşru olan tüm davranışlar kabul görebilir. aksi halde biz normal görsek dahi toplumsal tecride uğrayabilir yaşam çemberi dışında kalabiliriz. eğer gülü seven dikenine katlanır diyebiliyorsanız sonucuna katlanmakta kaçınılmaz! sonuç olarak ne ifrat ne tefrit en güzeli itadal yani orta yol üzere olmak.

24 Kasım 2006

aspendos'a giriş

aspendos'a girerken aydınlanır karanlık tüneller. sahne kokusu çağırır tüm canlı bedenleri. göklere uzanır çıklıklar, bir müziğin tınısıyla şaşalanır gökler ve yerler.. Posted by Picasa

topkapı girişi

asaletiyle bir osmanlı selamlığı, nice hükümdarların hayranlıkla girip bağlılıklarını arz ettikleri bir zamanlar dünyanın yönetim merkezinin anahtar girişi.. Posted by Picasa

tarlalar

bir tarla, bir koyun sürüsü, gökyüzü ve masalımlı bir dünyada yaşamak yok mu! haşır neşir olursun toprakla, tabiata aşık olursun dupduru bir hülyayla.. Posted by Picasa

talih kuşu

ah hiç konmaz ki talih kuşu. ne bekler bir kısacık ömürde konmak için. nazlanır nazlanır nazlanır..bıktırır hayata bir veda edince gelir konar başına. en büyük talih yoksa ölüm müdür bizlere!.. Posted by Picasa

sultanahmet'de gece

bir başkadır sultanahmet geceleri. huzuru duyarsın gecenin karanlığında belirmeye başlar tarihin kokusu. keşmekeşten uzak yalın bir misyon üstlenir sultanahmet.. Posted by Picasa

sırası gelen

sırası gelen gidiyor hayattan bir elveda demeden. acısıyla kavruluyor düştüğü ocaklar. bir süre sonra kor ateşler külleniyor, yapraklar sarıyor kabirleri ama asla unutulmuyor sevgiler.. Posted by Picasa

sağınma

korkulu gözlerle sığınmak ister insanoğlu. yalnızlık tek başına çekilmez bu hayat. bir dost eli, bir sıcak gülüş ya da ufacık dayanışmalar ayakta tutar insanları.. Posted by Picasa

side kütüphanesi

yapımı tamamlandan yarıda kalan ihtişamlı kütüphanenin kalıntıları. ne kadar değer verilmiş kitaplara, bilime.. şu an dahi avrupanın en görkemli binaları kütüphaneler, arşivler değil midir? Posted by Picasa

çek bir semaver

çınarların altında gölgelenirken buharı tüter uzaktan. kömür kokusuyla karışmış yanık çay kokusuna tav olur damaklar. çek bir semaver diye bağırasın gelir.. Posted by Picasa

kararsız şaşkın martı

bazen seçenekler artar şaşırıp kalırız ortada. bazen tercih şansımız kalmaz yine sıkıntı bazar içimizi. insanoğlu tercihtende tercihsizlikten de memnun olmaz mı? şaşkınlık işlemiş düşüncelerimize.. Posted by Picasa

aspendos kemerleri

kemerlerin altından geçenler yok artık. o ihtişamlı dönemler gerilerde kaldı. bu kemerler bağladı bir zamanı başka zamanlara. hala dimdik hala ihtişamla bekliyor gelenleri.. Posted by Picasa

eriyen zaman 2

zaman aşındırdı hayatı, saatler çatladı tiktaklardan.. kimbilir kaç zamandır bu kadar ses çıkarmamıştı akrepler yelkovanlar. bir eriyişin bir bitişin haberini verircesine seslendi köstekli saatler.. Posted by Picasa

haykırış

içimde biriktirdiğim çığlıkları haykırdım göklere. bir süre yankılandı sonra duruldu afakı saran sesler. bir huzur kapladı yüreğimi. bırakmadım öfkemi, hınçlarımı, dertlerimi içimde.. Posted by Picasa

muz çiçeği

her güzelliğin doğuşunda bir çiçek yatar. çiçek kadar masum, çiçek gibi mis kokulu bir öz taşır başında. zamanla bu güzellikler olgunlaşır tad vermeye meyve vermeye başlar. insanoğlu olgunlaştıkça meyvası çevresine de açmaya başlar.. Posted by Picasa

eriyen zaman

tek tek erir ömür merhaleleri. zaman işler hayat aleyhinde. belki de eriyen zaman değil bir umuda yolculuğun son ritimleri bunlar.. Posted by Picasa

asperdos'da ritm

bazen hayat yolunda da ağır ağır inersin sürekli bir yönde. tarihin basamakları öğütür nice insanları tek tek. aspendos'da yankılanır geçmişin en büyük çığlıkları.. Posted by Picasa