20 Kasım 1995

üniversite anıları 10

10 üniversite anıları
Bir gün lavaboya gitmiştim. Bir hocamızda öğrenci lavabosuna geldi. Sonra çıkarken elini hiç yıkamadan doğruca odasına doğru yürümeye başladı. Benim de o hocayla dersim vardı. Fazla kalabalık değildik. Odasında ders yapmaya başladık. Herkes hocayı çok severdi. Elini öpüp saygı gösterirlerdi. Elini öptüler gene. Sonra hoca o ellerle şeker ikram etti ve herkes yedi bir tek ben yemedim:) çıkışta lavabo olayını arkadaşlara anlatınca mideleri dışarı çıktı:)

Ders bittikten sonra başka dersliğe geçtik. Fakültemizin duvarının dibinde bir dilenci telleri kopmuş bir sazla rast gele çalıyordu. Bizim Sait muziplik olsun diye yukardan gizlice demir para attı. Adam şaşkınlıkla yukarı baktı sonra koşup parayı aldı gülümsedi ve daha bir şevkle çalmaya başladı. Sait yine attı. Adam ellerini havaya kaldırıp dua edercesine yine çalmaya başladı:) sanırım paranın düşmesini mucize olarak algılamıştı:)

üniversite anıları 9

9 üniversite anıları
Nezihi hoca anlatıyor…

Benim böyle göründüğüme bakmayın. Gençlik yok mu? Eksiden bizim bir bahçe vardı orada ben halter çalışırdım. Kollarım nah bu kadardı! Sonra yine çalışmam bitince komşumuz beni gördü. Ve şöyle dedi:

-Sen ne yapmışsın ne kadar büyük pazuların var!.. dedi.

İnanın çocuklar bana bir nazar değdi, pir nazar değdi kendimi eve zor atabildim:)

(o sırada hocanın anlattıkları geyikle dinleyenler vardı hoca onları görünce) şunları söyledi:

Çocuklar benim dersimde ciddi olun. Sizin gibi bir ağabeyiniz vardı. Dersimde dalga geçmişti. Adamı yedi sene süründürdüm. En sonunda geldi elimi öptü de af diledi. Sonra geçti. Ona göre şimdiden uyarayım:)

üniversite anıları 8

8 üniversite anıları
Nezihi hoca anlatıyor…

Çocuklar biliyorsunuz ben lisanslı bir dalgıcım. Size bir hatıramı anlatayım..

-Dalgıç elbiselerimi giymiştim. Tüplerimizi yanımıza aldık. Ve kayıkla biraz açıldıktan sonra tüpü taktım ve atladım. Bir de ne göreyim meğer su belime kadarmış. Adamlar benim ardımdan bakıyorlardı. Ben bir çıktım tüplerle denizin ortasında.. Arkadaşlar meğer benimle dalga geçmişler sığ yere götürerek:)

üniversite anıları 7

7 üniversite anıları
Hocamız derse girmişti. Yine sporcu kişiliğinden bahsediyordu.
-Ben o zamanlar Galatasaray amatör kümede nasıl futbol oynardım bir bilseniz.. (o sırada geveze Hasan lafa girdi)

-A hocam siz amatör kümede miydiniz?

-Yok canım o zamanlar profesyonel küme yoktu. Anlayacağınız şimdiki profesyoneller gibi. (ve hoca anlatmaya devam eder)

-Aradan yıllar geçmişti. Gençler, hocam gelin bir futbol oynayalım dediler. Ben de hay hay dedim. Topu aldım ve koşmaya başladım. Bir de ne olsun.

.(o sırada Hasan yine dayanamaza aaa diyerek şaşkınlık ifadesi kullanır daha hoca bir şey açıklamamışken:)) hoca bir şey olmadı der. Çocuk önümden topu kaptı. Anlayacağınız eskisi gibi oynayamıyorum:)

üniversite anıları 6

6 üniversite anıları
Nezihi hoca anlatıyor…

Eskiden saygı vardı. Çocuklar şimdi sizler çok rahat yetişiyorsunuz. Bizler öyle mi! Ordinaryüs profesörler bir yürüdü mü herkes tir tir titrerdi. Profesörlerin dizlerinin bağı çözülürdü. Yanına yaklaştırmazlardı. Daima bir iki metre geriden gelirlerdi. Yanına bir sokulsun hemen ordinaryüs profesörler hırrr yapar profesörler beş metre geriye düşerlerdi. Doçentlerde profesörlerin beş metre gerisinden yürürlerdi. Zavallı doktorlar onlar on metre geride kalırlardı. Asistanlar mı? Onları hiç sormayın onlar ufukta bile görünmezlerdi..

üniversite anıları 5

5 üniversite anıları
Yine derste idik. Osmanlıca gramerlerde kökleri işliyorduk. Hocamız konuşuyordu:

-Biricisi üçüzlü kök olan fa’le.. ikincisi rubai (dördüzlü) kök olan fa’lele.. üçüncüsü humasi (beşizli) kök olan fa’lelele.. bir baktık hoca başladı şarkı söylemeye lelele lelele le canım:)..

(o sırada bizim Erol uyukluyordu. aslında genel mizacı öyleydi. )sonra namazlı niyazlı adama dönüp :

-oğlum sen akşamdan kalma mısın? gözlerini feri gitmiş. alkolü fazla mı kaçırdın yoksa? (başladı konuşma sanki Erol'a nasihat niyetinde uyuşturucu ve alkolün zararlarını anlattı. Bizim Erol hayatta yapmayacağı şeylerin nasihatini ders boyunca aldı:) )

üniversite anıları 4

4 üniversite anıları
Nezihi hoca anlatıyor…

Yine bir dersimizde her zamanki gibi hocamız tonlarca notu bize dikta ettiriyordu. Bileklerimiz kopacak gibiydi. O sırada hoca durdu ve şöyle söyledi:

-çocuklar ben bu notları çok çok kısaltıp öz halinde veriyorum. Sizler çok şanslısınız. Bizim zamanımızda öylemi! hocalarımız gereksiz şeyleri yazdırırdı. Bileklerimiz kopardı. Ben bunu bu hale getirmek için delilerrr gibi çalıştım.

O sırada hocamız şu satırları yazdırıyordu:
(tarihi bu şahsiyetin akıbetiyle ilgili üç rivayet vardır. Birincisi çöle düşüp ölmüştür. İkincisi kendi adamları tarafından yakalanmasın diye öldürülmüştür. Üçüncüsü hastalanarak ölmüştür..)

üniversite anıları 3

3 üniversite anıları
Nezihi hoca anlatıyor…

Dersin ilk saatlerinde tahtaya bir yazı yazdım. Hat sanatıyla adımı soyadımı tebeşirle işlemiştim tahtaya. O sırada hoca içeri girdi. Nezihi hocayla ilk derslerimizdi. Henüz bizleri tanımıyordu. Hemen tahtaya yöneldi. Benim yazdığım yazıyı okudu. Sonra bir kahkaha kopardı. Bir anda herkes şok oldu. Bu adam niye güldü diye baktık. Sonra bana dönüp :

-baksana evladım tahtaya Ömer Mazi yazmışlar... :) ama güzel yazmışlar öyle değil mi dedi?

Ben de:

- evet hocam gerçekten harikulade bir yazı
( bütün sınıf kahkahayı kopardı. Bu seferde hocamız şaşırarak baktı:))

üniversite anıları 2

2. üniversite anıları
Nezihi hoca anlatıyor…

Amerika’ya araştırma için gitmiştik. Bu kadar gelişmiş ülkeyi ilk defa görüyorduk. Mübarek Cuma namazı vakti yaklaşmıştı. Arkadaşlara hadi Cuma’ya gidelim dedim. Hep beraber gittik. Adam hutbeye çıktı. Bir konuşmaya başladı ki tutana aşk olsun. Dakikalar ilerliyor fakat hutbe bir türlü bitmiyordu. Bir saat geçti. Hala bitmedi.. Yaavvv fenalık geldi
(o sırada hocamız bunları anlatırken İranlı bir öğrenciye dönüp seslendi)

-kızım kusura bakma. Biz Türkler İslam’ı en öz anlayan milletiz. Baksanıza 10 dakika hutbeyi okuyup bitiriyoruz. Amerika öyle mi? Adama bir saat hutbe okuyor. Yaavvv fenalık geliyor..