10 Ağustos 2013

Avustralya'daki Özel Günler ve Resmi Tatiller

Australia Day
26 Ocak’ta kutlanan Avustralya Günü (Australia Day), Avustralyalıların bu kıtaya ilk adım attıkları, ilk yaşam kurma çalışmalarını gerçekleştirdikleri günün yıl dönümü olarak kutlanır.

Anzac Day
Anzak Günü (Anzac Day) belki de Türkiye ile Avustralyalılar arasındaki en büyük ortak nokta olması hasebiyle bizim için de önemli sayılan bir gündür. Avustralya'nın askeri tarihi çok derin olmadığı için 1915 Birinci Dünya Savaşı esnasında Yeni Zelanda ile birlikte Türkiye'deki Gelibolu Yarımadası civarına asker yollaması onlar için büyük bir kahramanlık olayı olarak görülmektedir. Bu günlerde sokaklarda yaşlı insanların o günün hatırasını yaşatmak için hatıra eşyaları sattıklarını her yerde görebilirsiniz. Yada askeri kıyafetleriyle askeri öğrencilerin bağış topladıklarını. Parklarda sağda solda anıt önlerinde çelenk ve çiçek buketi bırakıldığını da görebilirsiniz. Brisbane için Anzak günü için çeşitli organizasyonlar yapılmaktadır. Tören yürüyüşleri özellikle City çevresinde olmakta, bazı organizasyonlar Southbank parkı içerisinde yer alan gösteri stadyumunda sunulmaktadır.

Queen’s Birthday
Kraliçenin 2. Elizabeth'in Doğum Günü burada resmi tatil olarak kutlanmaktadır. Bilindiği üzere monarşik yönetime bağlı olan Avustralya'nın madeni paralarının üzerinde hala kraliçenin resmi bulunmaktadır.Pazartesi günleri resmi tatil günüdür bu size long weekend yani uzun hafta sonu tatili sağlamaktadır.

Boxing Day
Eski zamanlarda noel kutlamaları yapıldığı ilk gün hizmetçiler bu kutlamalarda hizmet ederek kendin kutlamalarını gerçekleştiremezlerdi. Ertesi gün ise bu kutlamaları efendilerinden aldıkları bahşiş ve izinle tatil olarak kendi ailelerinin yanında geçirirlerdi. Bu yardımların anısına 26 Ocak, Avustralya'daki mağazalarda ciddi indirimler yapılmaktadır. Bu indirim günlerini kaçırmamanızda fayda var:)

Cristmas Eve
Bu gün ise Hz. İsa'nın doğumundan bir önceki gün yani arefe günüdür. 24 Ocak günü Hristiyan alemi için önemli bir gündür. Bilindiğinin aksine 25 Ocak Hristiyan alemi için yılbaşından daha önemli bir gündür. Cristmas denilen bu günde insanlar aileleriyle birlikte vakit geçirmeye özen gösterirler. Özel sofralar kurulur ve farklı eyalette olsalar dahi herkes bir araya gelmeye çalışır.

Cristmas Day
25 Aralık Cristmas Day olarak yada bilinen ismi ile Noel günü olarak kutlanır. Cristmas kekleri meşhurdur ve genelde ailenin büyük anneleri bu işi yapar. İçerisinde likör olduğunu unutmayınız:)

Easter
Bu günler geldiğinde etrafta bunny "tavşan", Easter egg "yumurta" şeklinde renkli aliminyum folyo ile kaplanmış çikolataları her yerde görebilirsiniz. Tavşan figürlü oyuncakları her yerde satarlar. Bizim bayramlarda baklava alıp kolu komşu akraba ziyaretlerinde hediye olarak götürdüğümüz gibi burada da bu çikolatalar hediye edilir. Dinsel bir sembolik anlamı da vardır. Yumurta yeniden dirilişin sembolü olarak Hristiyan aleminde Hz. İsa'nın Cuma günü öldüğünü Pazar günü yeniden dünyaya geldiğine olan inanç sistemini simgeler. Dört gün süren Easter, festival havasında geçer. İlk günün adı Good Friday "Güzel Cuma" Hz İsa'nın ölüm gününü simgeler, ikinci günü Holy Saturday "Kutsal Cumartesi" bu gün içerisinde kabir içerisinde kaldığı gün, sonraki gün Easter Sunday yeniden diriliş gününü niteler. Pazartesi ise yenilenme günü olarak kabul edilmektedir. Bu günlerde özel programlar, eğlenceler düzenlenir. Bir tanesine Story Bridge altında rastlamıştım çeşitli yarışmaların düzenlendiği eğlenceli bir aktivasyon idi. Nisan ayı içerisinde düzenlenmektedir.

Labor Day
Dünyada olduğu gibi burada da işçi günü olan Labor Day resmi tatil olarak kabul edilir. 1 Mayıs resmi tatil günüdür.

Halloween
Birkaç yıl öncesine kadar çok popüler olmamasına rağmen bugünlerde popülerliği gittikçe artmakta olan bu günün adı cadılar bayramıdır. Bu günde insanlar çeşitli kostümler giyerek eğlenmeye çalışırlar. Cadı, zombi, iskelet, siyah kedi, yarasa, örümcek, bal kabağı en çok kullanılan kostümlerdendir. Bunlarla değişik kostüm organizasyonları düzenlenir. Genelde kostüm partisi yapılmaktadır. Bu günle ilgili bütün sembolik şeyleri yemeklerde, giysilerde hatta izlenilen korku filmlerinde vurgulamaya özen gösterirler. Bu gün 31 Ekim'de kutlanmaktadır.

New Year
Yeni yıl kutlamaları özellikle Sydney'de tüm dünyanın gıptayla izlediği dev havai fişek, ışık şovu organizasyonlarıyla kutlanır. Brisbane'da da oldukça güzel eğlenceler düzenlenmektedir.

Ekka Holiday
Ağustos ayı içerisinde genellikle 10 gün süren bir karnavaldır. Dünyanın öteki ülkelerindeki karnavallara özenilerek oluşturulan bu karnavalda çeşitli eğlenceler düzenlenmektedir. Brisbane'da yapılan bu karnavalın benzeri Avustralyadaki öteki eyaletlerin başkentlerinde de bulunmaktadır. Örneğin Sydney'de Royal Easter Show üç aşağı beş yukarı benzer karnaval organizasyonlarıyla kutlanır.

9 Ağustos 2013

AVUSTRALYA’YA DAİR GÖZLEMLERİM, DENEYİMLERİM, TAVSİYELERİM..

Merhaba, Yaklaşık üç senedir Avustralya’da yaşıyorum. Çevremdekilerin yoğun baskısı üzerine burası hakkında bazı genel bilgiler vermeye çalışacağım. Bu bilgiler hem buraya gelmeyi düşünen hem de burası hakkında merak sahibi olanlara da umarım faydalı olur. Tabi ki aşağıda yazdıklarımı bir çırpıda toparladığımdan eksik gedik olabilir, onları önümüzdeki günlerde elimden geldiğince gözden geçirmeye çalışacağım. Bununla birlikte bunlar benim deneyimlerimi kapsamaktadır, daha sonra birisi gelip kardeşim ben burada 10 senedir yaşıyorum böyle bir şey görmedim derse buna sadece gülüp geçeceğim. Çünkü bizim buradaki Türkler illa bir şeyleri kıyaslamaktan hoşlanırlar, senden bir gün önce gelmişse bile her şeyi senden iyi bildiklerini savunurlar, hiçbir şekilde sizden önce gelen Türkler ile bu tür polemiklere girmeyin!

Bilindiği gibi Avustralya başkenti Canberra olan en büyük şehri Sydney olan ve genelde başşehrini Sydney olarak bildikleri federal monarşi sistemiyle yönetilen bir ülkedir. Bu ülkenin New South Wales (başkenti Sydney), Victoria ( başkenti Melbourne), Queenisland (başkenti Brisbane), South Australia (başkenti Adalaide), Western Australia (başkent Perth) Northern Territory (başkenti Darwin) Australian Capital Territory (başkenti Canberra), Tasmania (başkenti Hobard) eyaletleri ve bunların önemli başkentleri bulunmaktadır. Aslında yukarıda sayılan Australian Capital Territory ve Northern Territory eyalet olmamakla birlikte önemli nüfus yoğunluğuna sahip olmasından dolayı eyalet muamelesi görmektedir. Resmi olarak 6 eyaleti bulunan bu ülkenin bayrağındaki altı yıldız da bu ülkenin eyaletlerini simgelemektedir. Ayrıca Avustralya üzerine denk gelen yıldız kümesinin en büyük altı yıldızı bayraktaki yıldızların yerini de belirlemiştir. Sydney, Melbourne ve Brisbane’de bulunmuş biri olarak bu üç başkentten Brisbane’nin daha yeşil, daha temiz, ikliminin daha yumuşak, turistik açıdan daha çok kıymetli sahillere sahip olduğunu söyleyebilirim Ayrıca en fazla Avustralyalının yaşadığı eyalet olan QLD (Queenisland) ve bu eyaletin başkenti Brisbane benim açıklamalarımın büyük ilham kaynağı olacaktır.


 DİL OKULU VE EĞİTİM

 Ben de birçok kişi gibi dil eğitimi almak amacıyla pırımı pıhtımı toplayıp hayalimde canlandırdığım yeni yaşama, dünyanın öteki ucu olan “down under” yani Avustralya’ya geldim. İlk ay kendinizi İngilizce biliyor varsayarak geldiğiniz ülkede ne kadar yetersiz olduğunuzu anlıyorsunuz ve bu dil öğreniminin aslında başka bir yaşam tarzını, kültürünü, düşünce yapısını öğrenmeniz gerektirdiğini de deneyimliyorsunuz. Bundan dolayı bir hayal kırıklığı yaşasanız da ilginiz olduğu sürece dil gelişiminiz günbegün ilerleyecektir.

Gelmeye karar verdikten sonra ilk önce aracı eğitim kurumlarını araştırmaya başladım ve eğitim acentelerinin birçoğu eğer 6 ay dil okulu alırsan uzatılabilir vize alamazsın ve ileride eğitimine devam etmek ister isen bu senin için problem olabilir dediler ki tabi ki buna “bull shit” diyerek gülüp geçtim ve 6 aylık eğitim alarak 8 ay vizeyle buraya geldim. Bu arada size ikamet ve yol yardımı için birçok öneriler ile de geleceklerdir ekstra para kazanmak amacıyla ki herkes de yurtdışına, yabancı bir yere gitme endişesi olduğundan birçoğu bunu tereddütsüz kabul etmektedir. Brisbane için konuşursak hava alanından şehir içinde bir yere gelmek taksiyle 50, 60 dolardan fazla tutmayacaktır. Ama size önerilen rakam 150 ile 200 dolar arasında olacaktır. Hiç endişe etmeyin taksiler sizi eliyle bulmuş gibi gideceğiniz yere bırakacaktır. Bunun yanı sıra 30 dolar civarında servis araçları da geç vakitlere kadar çalışmaktadır.

Metro var ama erken saatlerde kapanıyor bundan dolayı ülkeye geç giriş yapanlar için öteki alternatifleri kullanmak çok daha mantıklı. Dil okulunuzu tamamladıktan sonra üniversitelere gidebilir, master yapabilir ya da TAFE denilen yaklaşık 2 sene süren eğitimle meslek edinebilirsiniz. Bunları yaparken de üniversiteye ayıracağınız bütçenizi önceden belirlemenizde fayda var. Eğer Türkiye’de belli meslek dallarında zaten üniversite diplomanız var ise burada o dersleri saydırarak daha kısa sürede eğitiminizi tamamlamanız da mümkün. Bir arkadaşım dönüştürülebilir elektrik üzerine master yapıyor ve senelik ücreti 10000 dolar. Fikir vermesi açısından size yardımcı olabilir. Devletin her yıl internetten duyurduğu istenilen ve aranan meslek dallarını incelemeniz ileride seçeceğiniz mesleğin geçerliliği hakkında size bir fikir verebilir.

İKAMET
İkamet konusuna gelince, Avustralya biraz bizim ülkemizden farklı olarak ev paylaşma kültürü çok fazlaca yaygındır. Yani birbirini hiç tanımayan insanlar bir evi kiralayarak odalarını paylaşabilir ki bunun adına “share hause” denmektedir. Kiralar genel uygulama olarak haftalık yada iki haftalık "fortnight" olarak ödenmektedir. Genellikle bir kişi evi kiralar ve öteki odaları size kiraya vermeye çalışır. Bu evlerin fiyatları bulunduğunuz bölgeye göre değişebilir. Şehir merkezinden şehir dışına doğru zone’lar yani bölgeler bulunmaktadır 1. zone, 2. zone vs. Ne kadar şehir merkezine yani city’e yakınsanız o kadar çok para ödeyeceksiniz demektir. Eğer aynı evin içerisinde bir odayı başkası ile paylaşacak olursanız fiyat daha da düşecektir. Paylaşımlı oda yaklaşık haftalık ücreti 100 dolardan başlamaktadır, eğer single room yani ev içerisinde tek kişilik özel bir oda düşünüyorsanız haftalık fiyat 135 dolardan başlayıp odanın özelliklerine göre fiyat yukarılara çıkmaktadır. Bu benim bulabildiğim en ucuz “single room” fiyatı idi. Bunun dışında “homestay” denilen aile yanında konaklama da mümkündür. Bu vesileyle hem dilinizi geliştirebilir hem de buranın kültürüne kolaylıkla adapte olabilirsiniz. Hem de şanslı iseniz fiyatlarınıza yemekler de dahil olabilir. Tabi ki bu seçenekte fiyat çok yukarılara gidecektir.

Yukarıdaki alternatiflerin dışında bazı okulların kendi konaklamaları bulunmaktadır ki bunu otel mantığıyla işletirler. Tek kişilik, iki kişilik ya da üç kişilik odalar sağlarlar. Bu odalar da size gerekli tüm zaruri eşyalar bulunmaktadır (mini buzdolabı, televizyon, çalışma masası, ocak, tabak çanak yani kısaca her şey) yalnız yemek pişirirken şunu unutmayın burada her ev de yangın alarmı bulunmak zorundadır. Hele ki böyle bir öğrenci yurdunda kalıyorsanız alarm sistemleri ötmeye başladığında belirli bir süre sonra itfaiyeye sinyal göndermektedir. Eğer yangın yok ise ciddi bir ceza sizi bekliyor! Emin olabilirsinizJ İlk ay için böyle bir yerde kalıp ortama ve arkadaşlarınıza alıştıktan sonra paylaşımlı bir ev yada oda bulup oraya geçebilirsiniz. Eğer evi kendiniz kiralarsanız bu evin üç aylık periyotlarla ödenen elektrik parasını ödemekle yükümlüsünüz. Bunun dışında Avustralya’da su beleş ve içimi de fena sayılmaz. Evdeki elbise dolapları evin planı dahilinde zaten bulunmaktadır. Fırın evin demirbaşı olarak gelmektedir genelde elektrikle çalışır. Bunun dışında bazı evler de buzdolabı da gelmektedir. Eşyalı evler, normal evlerden pahalı olarak kiralanabilir.


BANKA HESABI

Öteki önemli husus ise banka hesabı açtırmanız ve “tax file” yani vergi numarası almanızdır. Burası dünyanın öteki ucu ve Türkiye’den getirdiğiniz kısıtlı para size bir süre yetecek ve paranızın hızla eridiğini görünce burada çalışıp buradan kazandığınız parayla harcama yapma yoluna her Türk gibi siz de mecbur kalacaksınız. Bu durumda başvurduğunuz iş yerleri sizden bir banka hesabı ve bir vergi numarası isteyeceklerdir. Burada ki en ünlü bankalar Commonwealth, ANZ Bank, BOQ, Suncorp Bank, Westpac, NAP vb. Bu arada Türkiye’deki hesabınızda bulunan parayı asla buradaki bankalardan çekme gafletine düşmeyin ki paranızın yarısına yakınını gelinceye kadar yollarda telef edebilirsiniz anlamsız kesintilerle. En iyi yöntem Commonwealth için konuşursak swift code denilen banka koduyla, banka adı ve kişi bilgisi yeterli olabilmektedir. Burada Türkiye’de var olan IBAN numarası kullanılmamaktadır. Diğer bir alternatif ise western union adlı uluslar arası para transferi şirketini kullanabilirsiniz ki bu şirket ise paranın miktarına göre yüzdelik kesinti ile çalışır.

TELEFON

Başka bir önemli husus ise mobil telefonunuz için sim cart almanızdır. Burada da Vodafone, Telstra, Optus en ünlü sim kart şirketleridir ki bunlardan Telstra, bir Avustralya markasıdır. Yaklaşık 30 dolarlık bir yükleme ile bir ay Avustralya içinde, zaman zaman da ailenizi arayarak hasret giderebilirsiniz. Zaten uzun konuşmalarınız için akıllı telefonunuz var ise Viber gibi yazılımlarla ücretsiz ve uzun konuşmalar yapabilirsiniz yada internet bağlantınız ile Skype gibi bir program kullanarak görüntülü konuşma yapabilirsiniz. Alternatif çok, sizin beğeninize kalmış gerisi.. Internet birçok paylaşımlı evde kiranıza dahil olduğu gibi bazı yerler de nadiren de olsa bulunmamakta ve kendiniz temin etmek durumundasınız. Eğer internetsiz kaldım eyvah diye korkuya kapılırsanız en basit ve en ucuz yöntem Virgin Mobile’ın bir paketi olan 30 dolarlık bir internet paketi alabilirsiniz. Kalitesi düşük ve limit olsa da büyük ölçüde ihtiyacınızı görecektir. Ve sizden herhangi bir sözleşme imzalamanız istenmeyecektir. Bunun dışındaki birçok sağlayıcı firma senelik yada altı aylık periyotlarla kontrat yapmaktadır ki kullanmasanız bile bu ücretleri ödemek durumundasınız. 

KİMLİK ve EHLİYET

Avustralya’ya gelenlerden genel olarak araba kullanabilmesi için buranın ehliyeti alınması beklenmektedir. Ama öğrenci statüsüyle gelen kişiler de Türkiye’den getirdiğiniz ehliyeti kullanmanıza polisin hiçbir şey söyleyeceğini tahmin etmiyorum. Ama burada yaşayacaksanız günün birinde bu ehliyeti almanız şart olacaktır. Türkiye’den gelen ehliyetlerin yarısı İngilizce’ye çevrildiğinden öteki yarısında yer alan bilgiler her zaman sizin için problem olacaktır. Bu durumda “department of transport” a başvurmanız akabinde yazılı imtihan “yaklaşık 30 soru” ve sürüş testinden sonra bu ehliyete kavuşmuş olacaksınız. Buradaki ehliyetlerin “expiry date” yani son kullanma tarihi bulunduğundan periyodik olarak yeniden ödeme yapıp ehliyetinizin kullanılabilirlik süresini uzatmanız gerekecektir. Uzun periyotlu ödemelerde size indirim uygulanacaktır. Bunun dışında pasaport her yerde geçen kimliğinizdir ama kaybetmeniz halinde başınıza bela olacak en büyük de derttir. Sırf bunun için Sydney’e yani başka bir deyişle farklı bir eyalete gidip başvurmanız ve uzunca bir süre beklemeniz gerekebilir. Bu duruma düşmemek için başvurularınızda, eğlence mekanlarına girişlerinizde, beyanlarınızda kısaca her şeyde resimli bir kimlik olan "+18" kart almanız size oldukça kolaylık sağlayacaktır.

ULAŞIM
Avustralya'daki ulaşım biraz size karışık gelebilir ilk başta biraz farklı olması hasebiyle. Burada ulaşım bulunduğunuz yerden hangi bölgeye gittiğinize bağlı olarak ücretlendirilmektedir. 5 zone (bölge) bulunmaktadır ve en uzağı 5. zone’dur. Ulaşım, City Cat ve City Ferry denilen Brisbane River içerisinde dolaşan küçük gemiciklerle desteklemektedir. Ayrıca tren ağı da alternatif olarak kullanılabilir. Otobüslerde kartınız yanınızda olmasa bile şoförden ücret ödeyerek bilet alabilirsiniz ve bu bileti 2 saat içerisinde yeniden kullanma imkanınız bulunmaktadır “bulunduğunuz zone ve güzergaha göre”. "Go cart" denilen ve akbil kartı gibi kullanılan magnetik kartlar bulunmaktadır. Bu kartları mavisi, yeşili, vs. vardır. Mavi olanı yetişkinler için, turuncu olanı çocuklar için, yeşil olanı özel durumu olan hastalık, sakatlık vs için. Bazı arkadaşlar indirimden faydalanmak için diğer kartları kullanmaya tevessül etse de bunun ciddi bir cezası olduğunu sizlere hatırlatmakta fayda görürüm. Burada şoförler sizin bilet alıp yada ödeme yapıp yapmamanıza karışmazlar. Bu işi yapan özel görevliler bulunmaktadır. Asla biletsiz otobüs ve trenlere binmeyin aniden bir görevli size biletinizi sorduğunda yada kartınızı kontrol ettiğinde ödemediğiniz anlaşılırsa ciddi bir ceza ödemek durumunda kalabilirsiniz. Tekrarı durumunda kartınıza el koyulabilir. Bu arada otobüslerden inerken şoföre teşekkür etmeyi unutmayın, burada hemen hemen herkes teşekkür edip, iyi günler dileyerek otobüslerden inmektedir. Avustralya'da bisiklet kullanımı oldukça yaygındır. Bisiklet yollarını her yerde görmeniz mümkündür. Bisikletinizde ışık, reflektör gibi görünmenizi sağlayan edevatlar ile başınızda “helmet” yani kask olduğu sürece bisikleti sürerken bir sorun yaşamayacaksınız. Şehir içinde bazı yoğun bölgelerde hız limitleri olsa da genelde hızla ilgili çok fazla sorun bulunmamaktadır. Sinyal yerine de ellerinizi gideceğiniz yere uzatmanız arkanızdan gelen araçlar için yapacağınız manevra açısından fikir verecektir. Bunun dışında eğer araç kullanıyorsanız bisikletlere bir buçuk metreden fazla yakın sürmeniz sizin için cezai bir sorun doğurabilir. Başka bir ulaşım yöntemi ise “City Cycle” denilen belediye tarafından tahsis edilen bisikletler ki bunlar şehrin değişik yerlerinde magnetik kilitle kilitli olarak dururlar. Bir başvuruyla elde edeceğiniz üyelik ve ücretlendirme ile bunları da ulaşım için kullanabilirsiniz.

SOSYAL HAYAT

Buradaki sosyal hayat, büyük şehirlere alışmış insanlara sıkıcı gelse de kendine has özellikleri olan ilginç bir yaşam tarzını beraberinde getirmektedir. BBQ yada Türklerin dediği gibi mangal kültürü denilen, insanların hafta sonları toplanıp sabahlara kadar sohbet edip şarkılar söylediği, bir yandan mangalda pişen etler eşliğinde tüketilen içeceklerle süslenen renkli geceleri de vardır. Evler genelde tek katlı ve kocaman bir bahçenin ortasına inşa edilmiştir ve bazı bahçelerin içerisinde barbekü için özel alan bile inşa edilmiştir. Birçok eski ev, “Queenislander” delinen sakız ağacından yapılan ahşap, yüksek tavanlı, geniş verandalarla çevrili güzel görünümlü evlerdir. Hatta tuvaletlerin üzerinde bile ahşap oturak klozet kapağı görürseniz hiç şaşırmayın. Bu tarihi atmosfer Brisbane’nın yeşiline doyunca insana inanılmaz bir huzur verdiğini hissedeceksiniz.

 Bunun dışında geniş parklar içerisinde ücretsiz mangal alanları da bulunmaktadır. Boş vakitlerinizde gündüz veya gece hiç fark etmez buralara gidebilir alüminyum folyonuzu elektrikli sacın üzerine yerleştirip hafifçe yağladıktan sonra etlerinizi koymaya başlayabilirsiniz. Hele öğrenciyseniz onlarca birbirini tanımayan öğrencilerin doğum günleri, veda günleri, havadan sudan günleri adı altında toplanabilir sosyal bir ortam oluşturabilir ve dilinizi geliştirmeniz için de bir fırsat yaratmış olursunuz. Burada ilk gözünüze çarpan şey sokakların temizliği olacaktır. Bu konuda “city council” oldukça etkili çalışmaktadır.

her evin önünde biri yeşil biri sarı kapaklı olmak üzere iki plastik çöp bidonu bulunmaktadır. Her hafta yeşil bidondaki genel çöpler, iki haftada bir olmak üzere de sarı kapaklı bidonlardaki dönüştürülebilir çöpler toplanmaktadır. Araçların robotik kolu, yol kenarındaki plastik çöp kovasını kavrayarak hızlıca temizlik işlemini tamamlamaktadır. Bunun dışında yere çöp atmanın 200 dolar kadar bir cezası bulunmaktadır. Bu ceza sigara izmaritini de içermektedir. Kapalı alanlarda sigara içilmesi yasak olduğu gibi açık alanlarda limitli sigara içim noktaları -ki bunlar çöp bidonlarının yanında yer alır- bulunmaktadır. Buradan birkaç metre ötede sigara tüketimi, ceza almanıza yeterli sebep teşkil edecektir. Tüküren insanlardan hiç bahsetmek istemiyorum çünkü burada öyle bir şey yok, olsa da cezası yanı başında beliren bir polisten gelmesi kaçınılmazdır.

 Değişik ülkelerden değişik kültürlerden birçok insanın birlikte yaşadığı bu ülkede insanlar birbirlerinin dillerine, dinlerine, kültürlerine oldukça saygılı bir oluşum meydana getirmiş. Kimse kimseyi yargılamaz, ekonomik durumunuz yada statünüz dostluklarınızı asla etkilemez. İş yerinden çıkan bir patron ile işçisinin, iş çıkışında birlikte yemek yemeye, yada golf oynamaya gittiğini görürseniz bu gayet normaldir. Otobüslerde bir Hindistanlının başında sarığı, sakalı ve geleneksel kıyafetiyle belediye otobüsünü kullandığını görmek gayet normal bir durumdur.Bunun dışında “piercing” takan dövmesi olan sakallı bıyıklı polisleri de her yerde görebilirsiniz. Kimse giyiminden, kültüründen, yaşam biçiminden dolayı kritisizme uğramaz. Yılbaşında kendi otobüsünü süslerle dolduran, Santa Clous "Noel Baba" kostümlü şoför görebilmeniz mümkündür ve bu, ülkenin ne kadar rahat ve takıntısız olduğunu anlamanıza yardımcı olacaktır.

 İnsanlar genelde gösterişsiz yaşar, yeni araba düşkünlüğü, lüks düşkünlüğü çok fazla yoktur. Garage sale (evindeki bütün eşyaları fiyatlandırıp evi satış yeri gibi kullanmak) ile evini taşıyan bir insanın, eşyalarını bir başkasına çok düşük ücretle sattığını, ve bunu alanlarında gocunmadan kullanması gayet normal bir olaydır. Tişörtündeki yada pantolonundaki ufak tefek yırtıklara aldırmayan ekonomik durumu da yerinde olan insanlar oldukça fazladır. Kullanılmayan eşyalar kapının önüne çıkarılır ve belirli periyotlarla belediye tarafından toplanır yada bu süre zarfında ihtiyacı olanlar tarafından alınabilmektedir. Şehir merkezinde dikkat etmeniz gereken şey kay kay yada bisikletle gibi araçlarla sadece yayalara açık caddelerde sürüş yapmayın ki aksi halde ceza almanız kaçınılmazdır.

Bunun dışında şehir içinde park alanı bulmak çok zor ve park ücretleri özellikle özel park alanlarında çok pahalıdır. Saatine göre 40, 50 dolarlara kadar rahatlıkla çıkmaktadır. Bazı yerler 10 dolara süresiz hizmet sağlamaktadır yalnız belirli saatlerden sonra. Bunun dışında City Council’in sağladığı park yerlerinde para ödemiş olsanız dahi örneğin saat akşam yediden sonra yolun açık olması gerektiğine dair uyarı varsa aracınızı bu saatten sonra çekeceklerdir ki çekim ücreti artı cezanız oldukça yüklü olacaktır. Tahminimce 400 doların üzerindedir. Bir de araçlarınızı kullanırken toll denilen paralı yollara dikkat ediniz. Buralardan yanlışlıkla geçtiğiniz takdirde bunun ücretinin takibini yapmak sizin sorumluluğunuzda. Kimse sizi uyarmayacak yada ceza mektubu yollamayacak ama son ödeme tarihinden sonra faiz işlemeye başlayacakJ Burada eğer borçlanmışsanız devlet size uzun vadeli ödeme planı yapar çok komik rakamlarla borçlarınızı ödeyebilirsiniz. Ama borcunuz hesap hanenizde durduğu sürece sizi kara liste de tutarlar ve ne zaman kredi başvurusu yapsanız araba, ev, beyaz eşya gibi satan yerler bu listeden dolayı size taksitli satış yapmayacaklardır. Ama borçlarınızdan dolayı da kimse kapınıza dayanmayacaktır.

YİYECEK VE İÇECEKLER

Genelde aldığın ürün üzerinde “halal” yazıyorsa bunun içerisinde domuz ve domuz katkıları bulunmamaktadır. Bilindiği üzere vejetaryen olan Hindistanlılar ile Müslümanların en büyük sorunu domuz ürünü içermeyen ürünler temin etmektir. Burada helal ürün kasapları bulunduğu gibi normal kasaplar içerisinde domuz ürünleri ve öteki hayvansal ürünler net bir şekilde ayrılmıştır. Buna rağmen gittiğiniz “fast food” restoranlarda ürünleri almadan önce bunu vurgulamanızda yarar vardır. Hatta bazı sosların içerisinde ki bunu bizzat yaşadım “sushi” ile gelen sosun formülü içerisinde alkolü görmeniz muhtemel dahilindedir. Pizzalarda bilhassa dikkatli olmanızda fayda var, birçok ürünü karıştırdıklarından direk “pork”, “bacon” yazmayacaklarından içeriğine bir göz atıverin. 

Buradaki et fiyatları ülkemizden oldukça ucuz, bol bol et yiyebilirsiniz. Bununla birlikte ülkemizdekinin aksine tavuk fiyatları et fiyatlarından pahalı. Özellikle tavuk göğsü çok pahalı! Eğer mangal yapacaksanız ve illa da tavuk yiyeceğim diyorsanız tavuk kanatları bu iş için oldukça ucuz sayılır.

Mc Donalts, Hungry Jack’s (Burger King’in Avustralya’daki ismi), Pizza Hut, Dominos gibi markalar burada da oldukça popüler. Buradaki “fast food”ların ayrıca “take away” yani alıp gitmek için özel alan tahsis ettikleri bir giriş var ki buraya aracınızla giriyorsunuz, ilk bölümde siparişlerinizi gösteren bir panodan ürününüzü seçip “speakers” ve “microfon” vasıtası ile siparişinizi veriyorsunuz, bir sonraki adımda parayı ödüyorsunuz bu arada hazırlanan ürünleri de son etaptaki percereden alıp yolunuza durmadan devam ediyorsunuz. Bunun dışında “dine in” yani oturup yemek isterseniz restoranın içerisinde, Türkiye’deki gibi alıp yiyorsunuz ve çöplerinizi de sizin kendinizin atması beklenmektedir.

Avustralya’da bahşiş kültürü çok fazla yaygın değil onun için restoranlara gittiğinizde sizden bir bahşiş beklenmeyecektir, belki “tip box” gibi kasiyerin yanında bulunan kumbaraya birkaç madeni para atabilirsiniz hepsi o kadar.. Burada ünlü market zircirlerini sıralarsak IGA, Woolworths, Coles sayılabilir. Bunlardan IGA gece yarısı 12’ye kadar açık olduğundan her an ürün alabileceğiniz bir yerdir.

Semtlere göre fiyat farklılıkları gösteren bu markette biraz dikkatli olmanız gerekmektedir. Woolworths en büyük market zincirdir ki fiyatları genelde standarttır ve ürün çeşitliliği daha kuvvetlidir. Coles de fiyat olarak fena sayılmamakla birlikte Woolworths’a benzeyen bir tarzı vardır. Tahmin edildiği üzere buradaki sebze meyve fiyatları ülkemize göre pahalı sayılır. Ama burada yaşayıp burada kazananlar ve buradaki yeme içme alışkanlıkları sebebiyle normal olarak görülebilir. Domates, biber, patlıcan, elma gibi ürünleri tane ile almanız gerekecektir “fiyatların yüksek olması sebebiyle”. Kemer patlıcan, maydanoz gibi ürünleri bulmanız çok kolay olmamaktadır. Bazı bölgesel sebze meyve marketlerinde yada Uzakdoğuların pazarlarında bulmanız daha kolay olacaktır. Maydonaz alırken “koreander parsley” denilen ürün birebir maydanozla aynı görünümde olmasına karşın tadının uzaktan yakından bir alakası yoktur. Bununla birlikte “italian parsley” bizimkinin birebir aynısıdır. Şekil olarak farklı küçük yaprakçıkları olan lezzet olarak aynı olan maydanozlar da bulunmaktadır. Türk usulü karışık çerezler bulmanız zor olacaktır ama buranın da kendince değişik çerezleri bulunmaktadır. Antep fıstığının ülkemizdeki lezzetini burada yakalamanız oldukça zordur. Yada sarı, beyaz leblebi bulmanız çok zordur.

 Bunun dışında burada çok ünlü olan garlik bread denilen sarımsaklı ekmekleri vardır ki oldukça lezzetlidir. Üzerine tereyağı, sarımsak ve kekik karışımı bir içerik konulur ki bunu evinizde fırına atarak gevrek hale geldikten sonra afiyetle yiyebilirsiniz. Bu arada, burada Türk ekmeğinin gerçekten ne kadar meşhur olduğunu anlıyorsunuz. Bulgurun da bize ait olduğunu belirtmeliyim. Çok nadir de olsa bazı marketler Türk ürünlerini satabilmektedir. Tamek ve Dimes gibi içecekleri burada da gördüm, ayrıca Nomed denilen Türk ekmeği burada pek bir popiler. Taze fasulye, bamya, ıspanak gibi ürünler biraz pahalı ve ufak paketler halinde satılmaktadır. Pırasa, havuç, karnabahar gibi ürünlerin fiyatları buraya nazaran uygun sayılabilir.

Baharatlara gelince oldukça zengin baharat çeşidini bulabilirsiniz, ama bunların içerisinde nane bulmak niye bu kadar zor onu da anlamış değilimJ Pul biberleri bizimki kadar lezzetli değil ve çekirdekleriyle birlikte işleme koyulmuştur. Bu arada Türklere ait tüm ürünler isimlerine varıncaya kadar Yunanlılar tarafından kopyalanmış ve kendilerine ait oldukları iddia edilerek Avustralyalıların hizmetine sunmuş bulunmaktadırlar.

Maalesef ki buradaki Türk kebapçıları bizim ülkemizdeki kebap kalitesinden çok uzağındalar. Bundan dolayı bu yarışta çok geride kaldığımızı söylemek durumundayım. Özellikle döner diye sunulan kebapta et bulunmayıp sadece kıymadan ibaret olan bir karışım sunulmaktadır. Subway’ler de oldukça yaygın bir ağa sahip burada. Domates, soğan, marul genel olarak ücretsiz olarak dönerinize sandviçinize konulur, eğer kaşar peyniri, mantar ve ananas gibi ürünleri de isterseniz ekstra ücret ödemek durumunda kalabilirsiniz.

 İçeceklere gelince burada pet şişe su fiyatları, gazlı içeceklerden pahalı. Bununla birlikte dolaptaki soğuk içecek ile raftaki içecek arasında da fiyat farkı bulunmaktadır. Buraya özgü ginger bear denilen çok güzel bir içecekleri var ki bunu soğuk içmenizi tavsiye ederim. “Kirks” marka “creaming soda” da oldukça popüler bir gazlı içecektir. Ayran bulmayı burada beklemeyin ama yoğurt alıp evde kendiniz yapabilirsiniz. Bu arada bizim Türkler yoğurt konusunda hiçbir atılım yapmamışlar piyasa tamamen yunanlıların elinde bulunmaktadır.

ARABA ALIMI

Burada araba almak dünyanın en kolay işlerinden biridir. Birkaç bin dolara gayet sorunsuz araç almanız mümkündür. Araba alırken sıfır araç düşünüyorsanız uzun vadeli düşük faizli araç alabilmeniz mümkündür. Tabi banka kredisi için vatandaşlık sorunuyla karşılaşabilirsiniz. Bunun yanı sıra ikinci el piyasası oldukça canlıdır. Araçları satanlardan bazıları fiyatları kategorize ederek satarlar. 1000-5000 dolar arası 3000-10000 dolar arası gibi. Buralara gidip araçlardan istediğiniz kadarını test edip ondan sonra resimli kimliğinizle birlikte aracınızı fazla prosedüre gerek duymadan satın alabilirsiniz. Burada en popüler araçlar Holden, Ford, Toyota, Nissan, Mazda gibi araçlardır. Bunlardan Holden buranın yerli aracıdır ki General Motor ile işbirliği yaparak birçok araç üretmiştir. Daha sonra Opel araçları kendi markası altında satışa sunmuştur. Yedek parçası en ucuz araçlar Holden ve Ford marka araçlardır. Genellikle aynı klasmanda araçlar üreterek yarışırlar. Burada “ute” denilen kamyonete benzeyen sportif görünümlü araçların kullanımı da oldukça popülerdir. Araç alırken dikkat edilmesi gereken “log book” olması, servis geçmişinin belirtilmesidir. Bununla birlikte “road worthy certificate”nin olmasına dikkat etmelisiniz. Bu aracınızın trafiğe çıkabilecek durumda olduğunun kanıtıdır. Araçlarınızı zorunlu olarak altı ayda bir “rego” yaptırmanız gerekmektedir. Bu bizdeki zorunlu trafik sigortasına benzemektedir. Fiyatı yaklaşık 300-400 dolar civarındadır (normal binek araçlar için). Bu arada motor hacmi yada silindir sayısının ödediğiniz ücrete bir etkisi yoktur. Burada 6 silindir araçlar çok yaygın olarak kullanılmaktadır. Hatta 8 silindir yada 12 silindir araç bile görebilirsiniz. Bunun dışında

RACQ denilen yol yardımı vardır ki bir sorunla karşılaştığınızda aracınızın bulunduğu yere gelip durum tespiti yapar. Mümkünse sorunu giderir mümkün değilse bir çekici ile aracınızı tamircinize götürür ki bunun da araç satın alırken, RACQ alınmasında büyük fayda var. Eğer aracınızı bu fiyatların hepsi içerisinde alırsanız ikinci elcilerden, bu işlerle uğraşmanıza gerek kalmayacaktır. Ama burada popüler olan öteki yöntem ise “ouction hause” denilen açık arttırma ile araç satılan yerlerden araç alırsanız büyük ihtimalle ucuza aldığınız bu araçların bu işlemlerini sizin yapmanız gerekecektir. Bunun dışında araçlarda bilmediğiniz ciddi bir mekanik problem yada çözümü pahalı herhangi bir problem varsa ki bunu çözmeden “road worthy certificate” alamazsınız ve trafiğe de bu belgesiz çıkamazsınız. Eğer araçlarınıza yedek parça gerekiyor ise bunun en ucuz yöntemi “wreckers” denilen kaza yapmış araçların markalarına göre kategorize edilmiş olarak bulunduğu alanlardan ucuza bulabilirsiniz. Tabi büyük ihtimalle alet edevat çantanızın yanınızda olması gerekecektir Çünkü söküp almak sizin sorumluluğunuzda! Bunun dışında daha profesyonel çalışan wreckers’lar var ki bunlar her parçayı söküp tasnif edip bilgisayarın database programına girmişler ki aradığınız parçayı sormanız yeterli olup olmadığını anlamanız için. Ve bu yerlerin görevlileri size parçayı kısa bir süre içerisinde söküp teslim etmektedirler. Buralardan parça almanın faydasını kıyaslamanız açısından söylüyorum ki benim aracımın tampon, sol far, kaput, sol çamurluk ve tamponu tutan bir metal parçasının değişmesi gerekiyordu ki yaklaşık 2000 dolara sadece tamirini yaparız dediler. Buradan aldığım parçalar 380 dolara patladı işçiliği de bir tanıdıktan hallettikJ Maalesef araba almak kolay ama arabanın gövdesindeki vurukların ve çarpışma sonucu oluşmuş hasarların tamiri çoğunlukla arabanın fiyatını geçiyor ve aracınız hurdaya çıkmak durumunda kalabiliyor. Petrol fiyatlarına gelince burada bilindiği üzere petrol fiyatları ülkemize nazaran oldukça hesaplı. Haftanın bazı günler daha pahalı bazı günler daha ucuz olabilmektedir. Hatta birçok marketin verdiği faturanın altında indirim kuponu bulunmaktadır bununla yaklaşık 10 cent e varan indirim alabilirsiniz litre başına. Bu her depoda 2 küsür dolara denk gelmektedir. Petrol burada diesel den daha pahalı. Fiyatı 1.5 dolar civarındadır. Yere, bölgeye ve haftanın günlerine bağlı olarak değişir. Ayrıca gazlı üretilen birçok araç da vardır ki litresi 60 ile 70 cent arasındadır. Pompa görevlisi diye bir kavram olmadığından petrolünüzü kendiniz doldurup ücretini market içerisindeki görevliye pompa numarasını söyleyerek ödemeniz gerekecektir.

İŞ HAYATI
 İş hayatına gelince çalışmak için çok fazla alternatif ummayın. Buraya gelen Türkler büyük çoğunlukla dil problemi nedeniyle kebap shop’larda vergisiz olarak saati 12 ile 14 dolar arasında çalışmaktadırlar. Keş olarak ücretlerini alırlar ama ucuz eleman olarak çalışırlar. Bunun dışında taksilerde çalışan bir çok Türk görürsünüz ki en iyi getirisi olan işlerden sayılabilir bu aralar. Bunun dışında temizlik şirketlerinde “ofis cleaner” olarak çalışırsanız ücretinizin saati 20 dolar civarında olacaktır. Part time çalışanlar genelde daha yüksek ücret alırlar ki bunun nedeni “tax” yani vergi kesintisi daha azdır. Full time çalışanlar finansal yıl bitiminde vergi iadelerini toplu olarak daha yüksek oranda alırlar. Düzenli bir işte çalışıyorsanız haklarınız oldukça fazladır, her üç ayda ücretli bir hafta izin gibi. Yada iş yerinde azaltmaya gidilmişse bunun için tazminat alabilirsiniz. Yada hasta iseniz raporunuzu vererek bu günlerin ücretlerini talep edebilirsiniz.. Eğer öğrenci olarak gelmişseniz haftalık çalışma limitiniz 20 saattir bunun üzerine çıkmanız “deport” yani sınır dışına çıkarılmanıza sebep olabilir. Araba yıkayan bir çok Türk vardır ki bunların da hali kebapta çalışanlardan farklı değildir.Ayrıca restoranlarda bulaşık yıkayan, garsonluk yapan Türkler de bulunmaktadır. Garsonluk yaparken dilinizi kullanmanız gerekecektir. Bir çok Asyalının dil öğrenmesi kendi ana dillerinin mantığının çok farklı olmasından dolayı zordur. Maalesef birçok garson da Asyalı ve verdiğiniz siparişlerin yanlış gelmesi büyük olasılıktır. Çalıştığınız yerde genelde bir “supervisor” denilen sizinle aynı işi yapan ama sizin amiriniz olan biri vardır. Eğer büyük şirketlerde çalışıyorsanız, site manager, area manager gibi çeşitli patron tipleriyle karşılaşabilirsiniz. Genel de Hindistanlı supervisorlar topluma adapte olmakta zorlandıklarından dolayı sizin işlerinizin ağırlaşmasına sebep olabilirler. Aralarında iyi olanlar bulunmakla birlikte geneli baskıcı bir tutuma meyillidir.

İKLİM

Avustralya’nın iç kesimleri çöl iklimine sahiptir, güney kısımları soğuk olmakla birlikte batısından kuzeyine doğru büyük bir alanı kaplayan QLD yani başkenti Brisbane olan eyalet en uzun güneş ışığı alan bölgesidir. Genel olarak sıcak geçmek ile birlikte kış geceleri serin olabilmektir. Yağmur yağışlarını kışın bolca görürsünüz bunun dışında yaz yağmurları da vardır. Bazen yağmurlar birkaç gün sürebilir. Aniden bastıran yağmurlar ve ardından açan gökyüzü sizi şaşırtabilir. Kışın gece her ne kadar serin olsa da gündüz şortlarla güneşin altında dolaşan insanları görmeniz de mümkündür. Bu ülkeye ilk geldiğinizde ilk kışınız size çok sıcak gelecektir uzun bir süre sonra biyolojik yapınız buraya alışınca Türkiye’ye göre çok sıcak olan kış size soğuk gelmeye başlayacaktır. Kışın ufak bir elektrikli kalorifer almanız da sakınca yok zira elektrik faturaları pek fazla değişmiyor. Burada değişik elektrik şirketleri var ki yaptıkları kampanyaya göre daha az elektrik yada tersine daha fazla elektrik faturası ödemeniz de mümkün.