23 Ocak 2006

çilehane

(23/01/2006)
yalnızlıkta kendini bulmak,
içende keşif turuna tutulmak,
durulmak hiçlik denizinde...
etten kemikten sen rahatsa, huzursuzdur ruh,
çileden çıkınca girersin huzura güruh güruh,
kapat gözlerini bir an için,
bir an içinde kaybol hiçlikte...
emmare nefse zincir olsun bedenin.
ayyuka çıksın kalp sesin, ruh ezelin.
ezilen bir buruklukla bükülmüşse boynun,
kalbinden bir halatla bağlansın akla,
aklansın en habis düşünceler,
bühtanlardan beri olsun nazarlar,
gönülle mürebbit olsun tüm vücut,
sadrında çığlık atsın da taşsın bedeninden...
kimsesizliğini bildin mi ey nas.
yalnız geldin
yalnızdın hep yalnız yaşadın bilemedin.
gidişinde yolunda yalnızlık yolu.
alışsan iyi edersin yalnızlığı.
yalnızlık hiçliğin kardeşi yoldaşı olmuşsa eğer.
kadere boğun eğ...
ağaran yüzünü sakla gözlerimden,
ne soğuk işler sadrına,
ne sadrında isyandan eser kalır...
gözlerindeki perdeleri açmak için setir et gözlerini,
bir örtüye bürün kaybol iç denizinde,
hiçlikte ara gerçeklik geçidini...

8 Ocak 2006

yolun sonu

yolun sonu (08/01/2006)
ölüm kapıyı çalınca olmayacak bir ev sahibi
soğuk bir karşılama ile ürperecek insan.
yolun sonu hep puslu hep sisliydi...
ve sislerin ardından gülümseyecek nihayet.
hatime-i tarik buysa eğer geçmeyen kim ola.
hiç mi tereddüt etmedi yürekler,
gözlerden bir damla kopup da sızlamadı mı beden.
bir toprak arzusuydu olanlar.
bir avuç toprak doyururdu aç gözleri.
aç gözlerini gör yolun sonunu.
iyi bak ne haldesin
nelerle meşgul nelerle hallenmektesin.
bitiş sirenleri çalmadan
salan okunmadan salalara kulak ver.
çağrı ölene değil, ölmeden ölemeyenlere değil mi?
boş arzular, hırslar, riyalar, yalanlar, tamahlar...
uzayıp giden atalet yüklü omuzlar...
dur durak bilmeden son durak göründü vesselam.
hadi soğuk yüzünü gördün görmeyecek mi sandın.
rüya mıydı, yalan mıydı söylenen ölüm.
gelişin de gidişin de boşuna değil be insan.
insan ol insan yaşa ve insan öl.
ki değsin yaşamağa..