27 Nisan 2004

askerlik anıları 34

34-27/04/2004 18:15 Salı

Dün hazır kıta yine başladı. Allah’a şükür artık bu son hazır kıta. Bugün derste öğrencilere kulağın kısımlarını sayın dedim. Adam kepçe, iç, orta dedi. Dış kulak kepçe oldu artık. Akraba isimlerini işledim kuzen nedir dedim adam kürtçede kuzenin açıklamasını pat diye söyledi. 3 defa inanmadığım için sordum herif her defasında dam diye söyledi. Konsantrasyonum gülmekten sıfırlandı. Adım bombacıya çıktı demiştim ya artık tugay genelinde kendi bombalarımı duymaya başladım. Söylentiye göre ben aslında 4 gün geç çıkmayacakmışım ama arkadaşlar beni kandırıyorlarmış:) güzel hülyalar bunlar dimi. Bugün erken tezkere alacaklar için isim listesini alıp Demirel yarbayın yanına gittik. Adam hiç konuşmadı, listenin ne olduğunu sormadı. Eline alıp kağıda bir şeyler yazdı. Sonra çıkarken de bir şey demedi. Sanki bir orada yoktuk. Adam ne zaman imtihan olacak, kimlerle görüşülecek, kim imtihan yapacak vs. her şeyi yazmıştı. Anlaşıldığı üzere kalemim bitti. Sonra devam ederiz. Şafak 23 tepmemiş hali 19 zoruma gitmesin tertip!..

23 Nisan 2004

askerlik anıları 33

33-23/04/2004 18:05 Cuma

Bugün çocuk bayramı diye tatildi ama her ihtimale karşı eğitim ayağına bölükten ayrıldık. Öğrencilerimiz bize karşı çok hürmetkar. Habire çay alıyorlar. Kapıda arama yapmıyorlar. Terzi bugün gömleğimin uzun kısımlarını dikti. 17 mayısta çıkacağımız söyleniyor. Eray’da bugün hava değişiminden döndü. Adam deprem olmadan birkaç saat önce gitmişti. Buradan kurtuluş yok. Dün devriye geldi. Araçtaki astsubaya iyi akşamlar komutanım dedim diye azar işittim. Sonra da giderken hadi iyi akşamlar dedi. Bende arabanın kapısını çarptım. Defoldu gitti eşşolu eşek. Bu bölüğe hiç çıkmak istemiyorum. Buraya girince adamın morali bozuluyor. Şafak ya 23 ya da 27 aman bana ne ya.. hoşça kal..

18 Nisan 2004

askerlik anıları 32

32-18/04/2004 21:45

Tugay Komutanı etrafta geziniyormuş şu an yatış vaziyetindeyim, bir şeyler karalayayım dedim. Acemilikten uzun dönem Turgut’u gördüm. Herif tam pehlivan. 1. ordu komutanın korumalığını yapmış zamanında. Ama adamın tek kusuru var o da biri hareket yaptığı zaman aynısını yapıyor. Bu tik yüzünden başı çok derde girmiş. Adamın Ankara’da tabur komutanı Albayla arası iyiymiş. Adamı yanına çağırıp beraber çay içerlermiş. Bir gün yüzbaşı Albay ile samimi olduğu için arkadan kol hareketi yapmış. Tiki olan askerde aynı hareketi yapınca eli albayın kafasında şaplamış. Albay hazmedememiş o da vurmuş. O vurunca Turgut’un tiki tutmuş ve ona vurmuş. Velhasıl ağız burunları kan içerisinde kalmış. İkisi de yapılı adam. Sonra Turgut başı belaya girmesin diye doktordan rapor istemiş. Doktor da vermiş. Mahkemeye çıkmışlar. Hakim tamam sen haklısın ama sana ceza vermek zorundayız demiş. O da raporu göstermiş. Albaya dönmüş hakim. Sen geç kaldın adam raporu kapmış demiş.

Yine bir gün 1. ordu komutanının koruması iken odadan çay istemişler. Generaller aralarında ellerini kollarını sallayarak konuşurken bu herifinde eli kolu sallanmaya başlamış. Çay tepsisini tuğgeneralin üstüne boşaltmış. Tikli Adam 1. ordu komutanına kendisini görevden almasını söylemiş. Onu en sonunda Erzurum’a şutlamışlar velhasıl:) Murat İbiş’le bugün görüştük. Onu da yarın yazarım. Tuğgeneral etrafta dolanıyormuş bir tepsi de ben devirmeyeyim şimdi byee..

16 Nisan 2004

askerlik anıları 31

31-16/04/2004 19:30

Sevgili günlük sana ilk defa iltifat ettim farkında mısın? Şımarma şimdi. Hemen konulara giriyorum. Gece nöbetçiydim. Sonra nöbet listesine bakmak için çay ocağına girdim. Daha adımımı atar atmaz nöbetçi uzman eliyle çık işareti yaptı.Bende listeye bakacağımı söyledim. Adam beni kovunca ben de ona ızdırap oldum. Gece 3-5 nöbetiydi. Herif uykusuzluktan sızmıştı. O durumda nöbetçilere doldur boşalt yaptırıyordu. Bana dedi hadi sen yaptır! Ben de benim görevim nöbet, yetkimi aşamam dedim. Adam dut oldu. Eşek gibi kıvrana kıvrana doldur boşalt yaptı.

Gece bizim fotocu çadırdaki ranzada üst katta yatıyormuş. Herif tulumun içine gömülmüş sonra bi an boşluğa gelmiş tam tutunayım derken eli kolu bağlı şekilde boşluğa uçmuş:)

Astsy. Masyan içtimayı bi türlü bağlayamayan nöbetçi çavuşa “oğlum senin bu içtimayı bu hale getirmeye ne hakkın var” dedi. M. Fırat arkadaşı savunayım derken o da fırçadan nasibini aldı. Sen misin üst ben mi? Sen kendini ne sanıyorsun dedi. M. Fırat’ da tabi ki komutanım kimse kimsenin üstünde değil dedi:) Komutanda ulan salak benim üst!.. dedi:)

M. Atalay’ı öğretmenliğe aldık. Beraber Yarbay’a tekmil vermeye gittik kim var kim gelmedi diye.. Murat konuşmaya başladı. Yarbay da “oğlum sen şarlatan mısın? Şuna bak kendini öğretmen sanıyor uyanık” bana dönüp asıl öğretmen sen değil misin? Sen konuş bu var ya çok uyanık herif dedi:) Ben de ehem ehem deyip konuştum tabi :P Bizim Murat günlüğe yazdığıma kızacak belki ama taş..lıyım derken bir anda kestaneyi çizdi:)) Adamın Ömer diyeceği ağzını büzmesinden belliydi:)

14 Nisan 2004

askerlik anıları 30

30-14/04/2004 20:52

M. Atalay’la beraber öğretmenlik günlerimiz başladı. Adamı maç oynarken gördüm! Ulen sen toptan ne anlarsın dedim. Yok efendim ben üniversitede futbol takımındaydım dedi. Ben de bırak len sende kondisyon felan kalmamıştır dedim. O da sabahları yah bir iki üç dört yapıyoruz ya turp gibiyim dedi!.. Neyse yine Masyan’ın mıntıka yap lan sesiyle uyandık. Mıntıka manyağı beni her gördüğünde Mazi bana edebiyat parçala diyor (edebiyattan mezunum diye) Şafakları karıştırdım artık 35 filan galiba:) Tepikledi bizi kerata. Kalemin renginden anlaşılacağı üzere kalemimi çarptırdım. Neyse hayırlı günler bizi bekler. Hoşça kal günlük. Gezi planım Trabzon-Rize-Artvin.. askerdeki birliklerin ismi levazım (ne lazım) ordu donatım (ordu…) bunu yazamayacağım..

12 Nisan 2004

askerlik anıları 29

29-12/04/2004 19:53 Pazartesi

Bugün M Atalay Cihan üstğm. Kabul etmesine rağmen beni öğretmen yap kurtar beni bu hayattan diye yalvardı:)) Ben de adamı kırmamak uğruna silsileyi bertaraf edip üstgm’ i çiğneyip macera uğruna Yarbay Demirel’in yanına gittim. Adma sanki üstgm’in anlamayacağını düşünüp telefonla aradı üsteğmeni ve “eğitimi kontrol ettim öğretmen açığı varmış oraya Atalay’ı alın” dedi. Bizim komutan papuç bırakmadı! Yarbay adamı azarladı ve adam kabul etmek zorunda kaldı. Biz bölüğe üç buçuk üç buçuk geldik. Ulan akşam komutan kısa dönemleri çağırmaz mı? Ben dedim olum bu sefer şafak tam tepti. Oturur oturmaz komutan “Atalay hani Yarbay Demirel işini halletti mi?” dedi! Atalay evet komutanım İngilizce de öğrenmek istiyor dedi. Komutan hani İngilizce iyi bilmiyordun dedi. O da komutanım beşte dört demiştim dedi. Komutan hani kelime haznen yoktu dedi. Atalay da ama Haldun Üstğm’in çevirilerini ben yapıyordum dedi. Adam resmen intihar girişimlerinde bulundu:))

Tabi kısa dönemler toplanması üzerine, uzun dönemler “bunlar başımıza yine çorap örecekler” diye kara kara düşünmeye başladılar. Biz de basın açıklaması yaptık. “Arkadaşlar şafak yarın doğan güneş bizimle vedalaştı komutan” dedik:) neyse işte böyle belki Atalay bu arada bana İngilizce öğretir vakit geçer. Bugün derste öğrencilerim kapıştı. Onlara hayat dersi verdim! Üstğm’in bizi toplama sebebi bahçe düzenlemesi ile ilgiliydi bu arada. Neyse bu akşam çenem düştü. Dün eve mektup attım:) Vefalı evlat böyle olur dermişim:)) Eyvallah!..

11 Nisan 2004

askerlik anıları 28

28-11/04/2004 20:15 Pazar

Atilla hocayla çarşı iznimde buluştum.adam abartılı günlük tutuyor. Yanında taşıdığı günlüğü her yerde dolduruyor. Bu bahsi kapatmaz isem bu sayfada dolacak:) neyse Hamidiye’ye gittik ve bir banyo yaptık, çamaşırları bıraktık. İnsanın içi huzur doluyor. Ama çok vakit kaybettik. Cumhuriyet’ de Alinazik oradan doğru Migros marketine ve yuvaya dönüş. M Atalay kendi yerine başkasını devriye gösterdi eşofmanlı olduğu için komutan köfteyi çaktı ve adamı azarladı. Herifi bir görseniz boynunu sola bükmüş, masumlaşmış kedi gibi mırıl mırıl komutanla konuşuyordu. İçimden para vermek geldi:) Komutan af edince ulan senin halin neydi dedim. O’da ama iyi rol yaptım mı dedi:)) Adam bana sen çok rahat adamsın nasıl işlerden yırtabiliyorsun diyor. O’nu toprak atmaktan kurtardım. “Yarbay Demirel çağırıyor” dedim. Valla inceldiği yerden kopsun. Vesselam..

10 Nisan 2004

askerlik anıları 27

27-10/04/2004 15:45 Cumartesi

Bugün şans eseri telsiz parkta nöbete gittim ama millet aşağıda toprak yayıyormuş. Bu işten yırttım. 6 kişi içtima alınacak diye Masyan yaygara kopardı. “Bu benim en doğal hakkım” diye filamayı aldırıp sağdan saydırdı. Masyan emir tekrarı çalışması yapıyordu. Bizde firari Battal vardı. Ona “Battal bir daha firar etme” emir tekrarı istedi. O da “komutanım bir daha firar etmeyeceğim” dedi:) bu arada şafağım tepti 4 gün geç çıkacakmışım. Ben askerlik kısalsın diye beklerken askerliğin de suyu çıktı. Neyse hayırlısı olsun. Yarın çarşıya gideyim de çamaşırları bir yıkatayım. Bye.. Şafak 39:))

7 Nisan 2004

askerlik anıları 26

26-07/04/2004 21:35
Bugün Aşkale Poşet Spor ile Erzurum Çuval Spor karşılaşması yaptık ve 6-4 biz kazandık. Uzun dönemler kaleye geçecek adam bulamayınca 84/1 alt devre varsa kaleye geçsin dediler:) Maçlarda bile devrecilik var:) Motor kademede tıraş olmak yasak ben de herkes yatınca tıraş oluyordum ve ilk defa kapıyı kapatmadım. Tam o anda Cihan Üstğm. Geldi. 10 dakika sonra gel dedi bana. Çıkarken de Ömer sabununu kullandım dedi. Ben de az kalsın “ne demek komutanım köpeğiniz olsun” diyecektim ki son kelimeyi son anda söylemedim. Yalnız ilkokul eğitimini yemekhanede yaptık olmadı sesten dolayı. Temizlikten ve hazırlıktan derse vakit kalmadı. Muhabere ile istihkam bölükleri topu birbirine attı bu konuda. Sahrada ders yapın dediler yuh yani. Dur bakalım nolucak! Bugün 40 dakika önce 4.1 şiddetinde deprem oldu. Osman ağabeyi sakatlığından dolayı evine yolladık. Şafak 38 hadi hayırlısı..

6 Nisan 2004

askerlik anıları 25

25-06/04/2004 21:36
Yine içtima (yat) alınıyor. Bugün nöbetlerde oyun yaptılar. Çadır nöbeti tutanlar garaj nöbeti tutacakmış. Dolayısıyla dış nöbet bize patladı gene. Sabrın sonu selamettir. Bugünlere ilerde gülüp geçecez! Bugün büyük pasta yaptırdık. Ama yarın yeriz artık. Ressam Osman hastaneden çıktı adamı bir ziyarete gidemedik. Garajda ilkokul dersleri gene başladı. Artık normal faaliyetler başlıyor. 21 Nisan’da askerliğin 3 Mayıs’ta düşmesi açıklanacak duyumu aldık! İnşallah doğrudur. Şafak 39 binaya tekrar girme konusu gündeme geldi? Valla iyi mi? Kötü mü? Ben de bilmiyorum. Burada rezillik çekmek mi? Yoksa korkuyla sallanmalar mı? Varın siz söyleyin ben de yatayım:) byeee..

4 Nisan 2004

askerlik anıları 24

24-04/04/2004 20:33
Yemek ve bulaşıkhane için araç komutanı oldum ve resmen dondum. Hatta kardeşim bir ara beni araçtayken aradı. Araç şoförü tugay komutanının habercisiymiş eskiden. Maceralarını anlattı. Tugay komutanı araçta af edersiniz gaz kaçağı yaparmış ve ön camları açmasını söylermiş. Bir gün sollama yaparken az daha önden gelen araca çarpacakmış. K Dinçer ve Murat diyeceğine Dimo Dimo Dimo.. diye kekeleme başlamış. İnsanlara güven mi veriyorum ne adam bana banka kartını verip parasını çekmemi söyledi. Bu yazıyı yazarken ellerim donuyor ve GS-BJK maçı var. İyisi mi bu işkenceye son vereyim. Byeee..

2 Nisan 2004

askerlik anıları 23

23-02/04/2004 Cuma
Bugün benim doğum günüm ne güzel değil mi! Artık yaşlılar gurubuna yakınlaştık. M. Atalay sağolsun bana çilingir sofrası kurmuş. Çadır muhabbetleri almış yürümüş. Valla bizim poşetlerle dostluğumuz çok iyi. Allah nazardan saklasın. Kazancı Ömer Kıranel’e Nurhak uzman, beni hiç iplemiyorsun şerefsiz seni fena yaparım demiş. Bizim Kıranel de olur mu komutanım ben sizi hep ipliyorum! Demiş. Yine mallardan saf Orhan Çakar, Ömer Bçvş’a komutanım sizi Mandan mıdır Murdar mıdır nedir sizi çağırıyor demiş. O sırada Merdan Bçvş içerdeymiş. Sonra onu görünce ha bu seni çağırıyor demiş. Bunun üzerine ertesi gün basit bir hatadan dolayı Merdan onu fena çarpmıştı. Ben ona bir gün öncesinde seni fena çarpacaklar demiştim:) Dün gece mucizevi bir olay oldu. Ayın etrafında eşit çaplı daire semayı kapladı. Bir saat izledi herkes. Dün bir arkadaşla çarşıya gittik. Muhabere bölüğünden sima olarak hatırladığım birini gördük. Masaya davet ettik adamları. Senli benli muhabbete başladık. Sonra onlara siz kısa dönem misiniz dedim. Meğer herifler astsubaymış. Baltayı taşa vurduk:) Tugay'daki komutanların lakapları da varmış. Tugay komutanının lakabı tugi, kurmay başkan kuki, Haldun üsteğmenin lakabı üstmen. Bende yeni öğrendim. Bugün 4/1 tertipler gelmiş. Adamları mülakata çekmiş üst tertipler. Biri sormuş aranızda hastalık geçirenler var mı? Sonra da anlamayanlara aranızda Aids geçiren felan var mı diye tekrarlamış. (galiba tedavisi bulunmuş bizim haberimiz yok:))