11 Ocak 2008

nedenler nasıllar bitmez!

nedenler nasıllar bitmez. başladık devam ettik hoşlandık, sevdik, sevildik. saygı gördük kimi zaman, kimi zaman azarlandık. nedeni yok! neden öldün demek ne kadar saçmaysa neden bitti demek, neden sonu geldi demek de öyle bir şey. ne kırıldım, ne de üzgünüm. ne mutluyum ne de hüzünlü! değer verdiklerime gerçekten değer verdim. sevgim sevginizle beslendi filizlendi. kiminiz sevgisini kesti filizler kurudu. kuruyan bir filizden cevap beklemeyin! kiminiz hissettirdi sevdiğini asırlık çınarların boyunu geçti fidanlarımız. başlar ve biter! bazen mantıklı bir sebebi olmaz bazen beslenemeyen ruhsal girdabınız vardır yutar tüm nedenlerle, dostlukları. geneldir bu özelle alıp veremediği yoktur. yapılması gereken toprak serpmektir ölen her mantığın üstüne, körelen duyguların, biten aşkların, sönen dostlukların. huzurla uyuması için geçmişin, daha aydınlık bir gelecek için istikbale bakmalı hatta hızlı adımlarla yürümeli..

içini dolduramadığınız her kavram, her duygu; gün gelir söner. sönmeyen tek şek nedenler nasıllar! geldiğiniz noktaya kadar olanları sorgulamadan gelinen noktada neden neden neden! diye hayıflanmanın da bir anlamı yoktur.

neden diye sormayın. nasıl olur diye üzülmeyin.. hayatta her şey olabiliyor. hayatta olmayan şeylerin tümü; şartların bir araya gelmemesinden başka bir nedene tutunamaz.
güçlü olmayan her şey içten içe tükeniyor.. neden, nedeni doğuruyor soru kapıları açıldıkça bitmiyor bunların sonu.

hayat bizim gözlerimizi kör mü ediyor. hiç bir zaman sormayız etmeyiz, eksik bırakırız, yok sayarız, yok ederiz hatta.. varlığımıza en büyük hakaret değil mi yok muamelesini görmek! sonra beklenen son gelince neden diye figan kopuyor. neden diye sorma! cevaplar tatmin etmeyecektir. “ben haksızım” fermanını imzalamadıkça sorular bitmeyecek. iyisi mi baştan anlaşalım, neden diye sorma!

birlikte ektik birlikte büyüttük her sabah fidanın başındaydık bir gün paylaştığımız her şeyi bırakıp gittiğini gördüm. fidan kurudu. düşündüm neyi paylaşıyoruz! cevabı üzdü beni! Cevap koca bir hiçti, dostluk mahzeni bomboştu, paylaşımlar adına bunca zamana rağmen müflistik. bazen düşüncelerimizde boşluklar olur ama yer kaplar. hayır bu boşluk dursun diyemezsin! Başka başka düşünceler perdeler, örseler ve darmadağın eder düşünceleri. toplarsın bilinçaltına bir bir.. biraz daha öteleyeyim dersin ama bir bakarsın daha ötesi yoktur. o boşluk meşgul eder, o boşluk zihnini ihata eden tüm sağlam düşüncelerini dağıtır.

belki çok anlamsız geliyor, ama inanın değil, birçok şeyin anlamı bu sorularda gizli. ama soruları yanlış kişiye soruyoruz her sorunun ilk muhatabı kendimizken uzaklarda aramak nafile..

nedenleri silsile halinde düşünmeli. bir ana, bir zamana, bir duruma, bir sonuca, bir vakaya bağlamak hiçbir şeyi görememekten farksız. yaşanmışlıkların bir başlangıcı bir sapma noktası mutlaka bulunuyor. neden diye sormak yerine yaşamı irdelemeli, ihmalleri sorgulamalı insanoğlu. yada en azından ilgilenebileceğin kadar alan açmalısın hayatındaki dostlarına, yakınlarına, sevdiklerine.. madem yetişemiyorsun, yetişemediğine neden diye sorma. bırak usulca ayrılsın, uzaklaşsın. sırtında kambur gibi duran dostluktan ne sana ne de karşındakine hayır yok!..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder