ölüm maşukun sevgiliye özlemini dindirmenin geçidi..
ölüm ruh üstündeki tüm maddi ağırlıkların bertaraf edilmesi..
ölüm haksızlığın hakka teslimi, ruhun bedenden azat edilmesidir..
bedene sığmayan değerin sonsuzluğa aidiyatının tescilidir.
ölüm hayatın son mektubu, tadılacak en son çile, bir faninin varacağı son duraktır..
kalplerin maşukuna sızısı, nefeslerin soluksuz teneffüsüdür, bir uyanışın öyküsüdür..
ölüm, sonsuzluğa kümelenmiş yaşamın hududu, özgür ruhların umudu, varlığın huzuru, kayıp kalmış varlıkların öz yurduna vuslatıdır.
ölüm, bazen kanıksadığımız, bazen kaçtığımız, bazen korktuğumuz, bazen bir sızı, bazen bir çıkış, bazen bir kaçış noktası ama kaçınılmaz sondur.
ölüm gözleri açılması, karanlığın zail olması, bir başlangıcın haykırışıdır.
ölüm sessiz bir çığlıktır..
ölüm yalnız bir yolculuktur..
ölüm acı bir ayrılık türküsüdür..
ölüm yuvaya dönüştür..
belki de yarın son günümüzdür!.hayatı o kadar çabuk kanıksadık ki sanki ezelden beridir varız şu gökkubbe altında. hayat insanı demliyor, adeta sarhoş ediyor yarını çok fazla düşünmek istemiyor insan. emellerini, planlarını; hayatının süresini geçecek şekilde yapıyor.. hırslara kapılıyor, hiddetleniyor ufacık menfaatler için. kırıyor, kırılıyor anlamız sinir nöbetlerinde. küsüyor ölümlü olan dostlarına, ölünce de ağlıyor kıymetini bilemediği günlerin ardından. sıkılıyor bazen bir an önce şu zamanlar geçse de, şu işler bitse de, şu kış bahara dönse diye saatlere sitem ediyor. ömrünün öğüttüğü zamanları bile bile, her kışın sonunda bahar, her baharın ardından kışın gelmesini şiddetle bekler. sayısı belli olan mevsimlerin döngüsünden kurtulmaya çalışır insanoğlu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder