Hiç anlamadın gönlümden geçen yağmur bulutlarını.. Döküldü birer birer yüreğinin tepesine, sıcaklığından buhrana girdi taneciklerim, buruk kaldı tüm duygularım. Seni sevmiyorum sanıyorsun, unuttu diyorsun belki, belki de geçen zamanın örttüğü bir yara izinden kalan bir sızı biliyorsun!..
her gün seni anımsıyorum, her gün bakıp gülümsüyorum hayatın bana sunduğu acı tabloya. Reva gördüğün vefasızlar yurdunun köhnemiş hiçlik odasına bir tekmede ben vuruyorum. Vurdumduymazlığına haykırıyorum her sabah uyandığımda.. Okuyunca kim bilir kime kızdı diye hayıflanıyor musun gene! Yine sana kızdım, yine sana buruldum, yüreğim vurulmuşken en temiz aşk poligonlarında yine yalnızlar yalnızıydım bir kafesin arkasında.
Hayatımın divanı toplanmış ve kararlar alıyorken zihnimin erkanı ben yine müşebbek kafesinin arkasından sadece izliyordum seni. Selam durmadan girdi saygısızca sevgin kalbime. Tüm teşrifatı hiçe saydın yüreğime uzanan en sarp yollarda.. bir şans bir fırsat bir yeniden diriliş istedin! ya da her defasında yüreğine tercüman olup ben istedim bu saadet yurdunun cılız kalmış sesiyle sevgini. Körpecikti yüreğim, büyüdü serpildi.. servilerin gölgesinde yürüdüm bana yasak olan aşkın saltanat kapısına. Sen yazmıştın koca koca harflerle yüreğini ihata eden surların görkemli kapılarına. “Bu kalp, aşkın gölgesidir sevda basan tüm yüreklerde..”, “ bu kalp terk etmez zora koymaz sevenlerini” diye.. ben yine zordaydım sevdiğim, ben yine daralmıştım, aşk mazlumuydum ve dayandım kapına, tüm isyanlarımla oturdum arz kapısının eşiğine. Kapı arasında kellemin vurulacağını bile bile, cellatın çeşmesinde gördüğüm kılıçların gölgesinde sana yalvardım. Belki görür belki beni duyarsın umuduyla bir paçavra gibi aşkımı doladım yeniden dilime ve tutuşturdum son kıvılcımlarla yeniden arta kalan yamalı sevdalarımı.
Bir hezeyandan kalan akropolün üstüne kurmuştum sevgini belki tutar umuduyla sıvadım sevgimi yüreğine. Aşkımın resmi ikametgahı gibiydi yüreğin ve ayrılmak koydu bana yurdundan hicret eden gariplerin türküsü gibi. Sevginin kudretini ve saflığını gösterin sembolik bir anlamdı gülümsemen, yüreğindeydi merkezi sevdamın. Ama sen hala haykırışlarımı bir isyan bildin, sen kabullenmedin hatanı ve biledin en keskin sonları üzerimde..
sen bakma bana! aşkım vefa gösterdi, yine dillendi emeklemeden.. Sen bakma bana bir sitemdi sadece, sana tenimin titreyişiyle ulaşan bir sinyal değildi umutlarım.. Hissettim sadece, hissettim bana seslenen yüreğinin acısını. Belki yanıldım belki de en başında yenildim aşk macerasının hüzünle biten senaryolarında..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder