24 Aralık 2006

resim sanatının bizdeki gelişimi

Resim sanatının Osmanlıdaki dönüm noktaları olarak 1793 ve 1835 tarihlerini dikkate almak gerekir.
1793’ de III. Selim döneminde Mühendishane-i Berri Hümayun'da (Kara Harp okulu) teknik resim çalışmalarına başlanır ve resim okul müfredatlarına girer. Daha sonra perspektif, ışık ve gölgelendirme tekniklerini de içine alan resim, sanat dalı olarak Mühendishane ve Harbiye’de ders olarak okutulmaya başlatılır. Dönemin içerisinde Türk sanatçıları; portreler, yağlıboyalar, peyzajlar, natürmortlar, tarihsel olaylar ve gündelik yaşama dair birçok çalışmalar yaparlar. Avrupa’da eğitim görmüş olan ilk Türk ressamlarından Şeker Ahmet Paşa (1841-1906), bu tarz sanatçıların başında gelir.(bkz. yukarı Şeker Ahmet Paşa) Natürmortları ve İstanbul bahçelerini resmetmesiyle meşhurdur. Bu döneme damgasını vuran diğer bir akım olan oryantalizm (Batı Asya Temaları)resim sanatında çok işlenir olmuştur. Daha sonra Türk ressamlarından Osman Hamdi Bey başta olmak üzere, romantisizmle yeni bir görüş geliştirilmiştir.(Solda Osman Hamdi Bey)
1910’da resimde atılım dönemi başlamıştır. Avrupa’dan yurda dönen İbrahim Çallı, Hikmet Onat, Namık İsmail, Avni Lütfi, Feyhaman Duran gibi sanatçılar resim sanatına taze kan kazandırmışlardır. Sanayi-i Nefise Mektebi sayesinde Osmanlı sanatçıları Avrupa’ya açılma imkanı bulmuştur. Yine Nazmi Ziya (1881-1937), bu dönemde Atatürk portreleriyle ün yapmış ve empresyonizm’in önde gelen isimlerinden biri olmuştur. Zaten Empresyonizmin temel özelliği doğa ve açık hava tasviridir; canlı renkler kullanılarak doğanın her çeşit durumunun gölge ve ışık tasvirleri vasıtasıyla tuvale yansıtılmasıdır. Osmanlı padişahları da resim sanatına çok önem vermiştir. Abdülmecit, Avni Lütfi’yi Avrupa’ya göndermiş, Sultan Abdülaziz ise Şeker Ahmet Paşa’yı 1861’de Paris’e yollamıştır. 1874’de yurda dönen sanatçı, Cağaloğlu’nda resim sergisini açmıştır.(Solda Nazmi Ziya'nın Portre Çalışması)
Cumhuriyetin kuruluşundan itibaren resim sanatımız Hoffmann akademisinden yetişen ressamlarımızın eliyle şekillenmiştir. Bu ressamlarımız, batı kültürüyle kendi kültürümüzü birleştirme çabalarına girmiştir. Bu isimler arasında öne çıkanlardan biri Abidin Elderoğlu’dur.
Osmanlı’da rütbeli askerlerin resim sanatına ilgisi, Anadolu’nun birçok yerinin tuvale aktarılmasına vesile olmuştur. Osmanlı askerleri daha çok sulu boya üzerine yoğunlaşmıştır. Nuri İyem, Abidin Dino gibi ünlü ressamlar, toplumcu realist düşüncede yer almışlardır.1930’lardan sonra toplumcu gerçekçi akım gelişmiş ve 1960’lı yıllara kadar etkinliğini sürdürmüştür. Nazım Hikmet ile Abidin Dino arasında sıkı dostluk vardır o dönemde. Sanatında da bu fikirlerin yansımalarını görmek mümkündür.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder