27 Ekim 2007
televizyon anıları atr televizyonu video
baskı ve zulm altında çaysız, susuz çalıştırılan insanların, peşlerine takılan paparazilere rağmen çay içme girişimlerini ibretlik için yayınlıyorum. ey patronlar size sesleniyorum reva mı bu söyleyin:)
televizyon anılarıyla ilgili video aşağıdadır...
23 Ekim 2007
gözyaşı yağmuru 2
abant'da model
kızılderili 2
kızılderili

gözyaşı yağmuru
gölcük'te yalnız ev
sisli abant
18 Ekim 2007
canon 40d "inceleme"

Canon 30d nin devamı niteliğinde olan canon 40d piyasaya çıktı. Bununla ilgili birazcık araştırmam yaptım ve farkları şu şekilde ortaya çıkıyor. 10 megapiksel olarak sunulan bu makinenin en cazip tarafı 3 inch genişliğinde olan LDC ekranı.
Gövdesi çok sağlam mağnezyum alaşımlı bir kasaya sahip biz fotoğrafçıların en büyük sıkıntılarından biri gövdenin kötü şartlara olan mukavemetinin az olmasıdır. 10 megapiksel çözünülürlükten daha fazla olabilirdi ama yeterli bir seviyede bu çözünürlük.
Cmos sensör kullanıyor bu makine de. Bu makinenin en büyük özelliği vizörden giren görüntüyü canlı olarak lcd erkandan izleyebilmeniz. Bu bize hem görüntüye ait önizleme imkanı sağlayacak hem de gözümüzü illa vizöre koyup iki büklüm olmamızı engelleyecektir. Bunun bir ilerisi sanırım hareketli LCD ekranların slr makinalarda yaygınlaşması şeklinde olacaktır.
9 fokus noktası bulunuyor. Yeni nesil makinelerde popiler bir özellik olan titreşimli ve antistatik sensör temizleme özelliklerinin geliştirilmişinin olduğunu iddia ediyor. Tabi pentax k10 abimde olduğu için biliyorum toza karşı yüzde yüz başarı sağlamak mümkün değil en azından şimdilik böyle. Bir de bu makinede neden gövdeden titreşim önleyici “is” yok! Anlamak mümkün değil! Böylesi üst seviye makineler de hala ticari oyunlar yapılıyor bu üzücü tabi. Bence yeni çıkan dslr makinelerde; image stabilizer, live view lcd, toz önleyici antistatik özelliğe sahip sensörler, suya çamura dayanıklı gövde artık olmazsa olmazların içinde yer almalı. Birini koyup diğerini çıkarmak ticari ahlaka uygun değil.
Makinanın açılış hızı yani "startup time" olarak çok iyi. Fokus seside azalmış. 30D den farklarına gelince 30D ile benzer kasası var yeni bir nitelik olarak weather sealing bulunuyor. Lcd ekranı 3" ve farklı olarak Live View Modu bulunuyor. "AF" yani otomatik fokuslama hızı da geliştirilmiş.
Bu makineden alan arkadaşlarım aman Nikona geçme niyetini bozma Canon iyi bir şey yaptı diyorlar. Davulun sesi hep uzaktan iyi gelir kullanmadan yapılan yorumlara tevessül etmeyin derim. Makinanın teknik özellikleri ise aşağıda sıralanmıştır:
10.1 milyon efektif piksel
14 bit analog dijital çevrim
dahili algılayıcı temizleme sistemi, yazılımsal toz temizleme
9 noktalı odaklama sistemi
35 noktalı ttl ışık ölçümü, 0.0-20 ev ölçüm aralığı
%3.8 merkez ağılıklı ölçüm
iso100-3200 hassasiyet aralığı
30 - 1/8000sn enstantane aralığı
yaklaşık 100000 kare deklanşör ömrü
1/250sn flaş senkronizasyon hızı (bu senkronizasyonu neden arttırmazlar anlamak mümkün değil. damla fotosu çekiyorum canon 350d ile onun da senronizasyonu 1/200 ü destekliyor halbuki senronize olmanın altyapısı makinelerde mevcut sırf harici flash'lara tonlarca para vermemiz için yapıyorlar)
2500-10000 k ışık sıcaklık aralığı
0.95x büyütmeye sahip bakaç
3" {230000 piksel} lcd
saniyede 6.5 kare olmak üzere 75 jpeg, 17 raw, 14 jpeg+raw dosya kayıt olanağı
146 x 108 x 74 mm, 822gr pil dahil ağırlık.
14 Ekim 2007
sensizliğe zaafım var
Hayatın çelmesini yiyip kapaklanınca yere, bir kere daha düşündüm. Düştüğüm yerden kalkardım kalkmasına ama düşlerimin gerisinde sensizliğe olan zaafımı anımsadım. Belli belirsiz, belki acısı bol tatlı bir hayatı çizdim gözlerimden çıkan şualarla.. belki dualarla dilime doladım ismini, hep istedim en iyisini senin için. Yalandı sen iyisine layıksın sözleri, yalındı sevgim, temennilerim yalnızca yaldızlanmış alışılmış şirinlikten öte değildi. Aslında bilmediğin hecelerime sen benimsin diyen susmayan bir çenebaz ev sahipliği yapar, sensizliğe geçen geçitlere bir bir kapardı kapıları. İçimde kudururdu bir mavi okyanus, bir yunus uğultusunda hissederdim her dalganın hışmını. Sana inciler dizdim şiirlerde dizeler boyunca, nicedir dilimde hecelerdim aklını çeler umuduyla. Aşkına sitem ettim, bir kuru yaprak düşerken önüme, matemlerimde seni istedim hep. Hicran ile vuslat arasında terbiye ettim sevgimi, en büyük tarizlerinde bile terk etmedim yarenliğini. Yalvardım sadece sözlerin arasına yaptığım ilticalarımda, yalvardım tüm merhametten uzak muhabbettin arı umursamaz yüreğine. Yine senin esaretine yenik düştüm, yine sensizlikte yitirdim istiklalimi. Aşkın asaletine büktüm kelimelerimi, haykırdım içinde yüklü dertlerimi, sevdalarımı, meşklerimi..
Özgürlük mü desem sınırsızlık mı!
Avuçlarımdan uçarken masumiyet kuşları,
Alkışların bencilliğimi tırmalar,
Hırpalandım yeryüzünün mavi gecelerinde..
Aşklar da yalan sevgiler de yalan,
Talan oldu gönlüm bu yalanlardan.
Maviyi ne çok sevdim Ah bir bilsen!
Dimağımda olabildiğince kalabilsen,
Mahrekine takılmış dolaşıyorum gönlünü,
Terkini düşündükçe anımsarım ölümü..
Endişeliyim onca matemden sonra,
Neşem kalmadı! Gonca tenlim!
Masumiyet zincirinde bir konuktum sadece,
Donuk simanı gördükçe incinirdim nicedir.
Masmavi gözlerine hasretim,
Ahvalim bir sözüne esaret.
Perçinle sözlerinle, arındır gördüğümden,
Aşkın pençelerinde barınmış kördüğümden.
Yine takvimlerden taştı kayıp yıllar,
Her kopan sarı yaprak seni ayıplar.
Sensizliği zaafım var yüreğim vurulur,
Sessizlikte azalarım hovarda savrulur.
Soluk kaldı dertli kentin mavisi..
Bitti mi aşkla derlenen beklentin!..
Bana gördüğün mavi rüyayı anlat sevdiğim, kaç gece lanet ettin ayrılığa, sessizliğin muhafızları avare dolaşıyorken kanatma sana susamış dudaklarımı.. tüm adaklarım senin için, tüm anlamsız çaputları kopardım, gönlümde putlaşmış inadını kırmak uğruna çok ağladım. Saçlarım ağarırken sen yoktun yanımda, gün ağarırken yıldızları kıyaslayamadım gözlerinin mavisiyle, yüreğim ağrıyor semavi bir duyguyla uzanmış uzleti bekleyen düşlerimde. Sensizliğe zaafım var sevdiğim..
Özgürlük mü desem sınırsızlık mı!
Avuçlarımdan uçarken masumiyet kuşları,
Alkışların bencilliğimi tırmalar,
Hırpalandım yeryüzünün mavi gecelerinde..
Aşklar da yalan sevgiler de yalan,
Talan oldu gönlüm bu yalanlardan.
Maviyi ne çok sevdim Ah bir bilsen!
Dimağımda olabildiğince kalabilsen,
Mahrekine takılmış dolaşıyorum gönlünü,
Terkini düşündükçe anımsarım ölümü..
Endişeliyim onca matemden sonra,
Neşem kalmadı! Gonca tenlim!
Masumiyet zincirinde bir konuktum sadece,
Donuk simanı gördükçe incinirdim nicedir.
Masmavi gözlerine hasretim,
Ahvalim bir sözüne esaret.
Perçinle sözlerinle, arındır gördüğümden,
Aşkın pençelerinde barınmış kördüğümden.
Yine takvimlerden taştı kayıp yıllar,
Her kopan sarı yaprak seni ayıplar.
Sensizliği zaafım var yüreğim vurulur,
Sessizlikte azalarım hovarda savrulur.
Soluk kaldı dertli kentin mavisi..
Bitti mi aşkla derlenen beklentin!..
Bana gördüğün mavi rüyayı anlat sevdiğim, kaç gece lanet ettin ayrılığa, sessizliğin muhafızları avare dolaşıyorken kanatma sana susamış dudaklarımı.. tüm adaklarım senin için, tüm anlamsız çaputları kopardım, gönlümde putlaşmış inadını kırmak uğruna çok ağladım. Saçlarım ağarırken sen yoktun yanımda, gün ağarırken yıldızları kıyaslayamadım gözlerinin mavisiyle, yüreğim ağrıyor semavi bir duyguyla uzanmış uzleti bekleyen düşlerimde. Sensizliğe zaafım var sevdiğim..
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)