Alemlere rahmet olarak gönderilen Hz. Muhammet (SAV) insanlara sadece güzel ahlak, erdemli insan, temiz fıtrat üzerine yaşamayı öğretti. O unutulmuş değerleri, köhneleşmiş ruhları, hasır altı edilmiş insanlıkları yeniden ihya etti. Kendisine kötülük eden Mekkeli müşriklere, taş atan Taiflilere, kargaşa peşinde koşan tüm insanlığa rahmet elini uzatmış onların hidayeti için tüm kapıları ardına kadar açmıştır. Amcası, soydaşı dahi olsa haktan taviz vermemiş, önüne servetler yığan, liderlikler teklif eden köhnemiş düzenlerini bozmamak için her türlü hileyi yapanlara 'bir elime ayı bir elime de güneşi verseniz yine de davamdan dönmem" demiş yüce bir Peygamberdir.
Böylesi aşağılık girişimler, hazımsızlıklar, hastalıklı fiiller 1400 yıl önce başladı hala da devam ediyor. şu gerçeği unutuyorlar onların planları olabilir ama Allah'ın planı tüm planların üstündedir. Ve gerçeği hiç bir şey örtemeyecek Allah nurunu mutlaka tamamlayacaktır. Haklı davalar hak ile savunulur.
Danimarka’da Müslümanları karikatür ile zavallılaşarak rencide etmeye çalışan zihniyetler kendi aralarında dernek kurup plaket, şilt dağıtadursunlar milyonlarca insanı üzmek sanırım en kötü ödül olsa gerek. Danimarka’da hakaret edip belki de din savaşlarının bir tetikleyicisi olacak Jyllands-Posten Gazetesi'ne “Basın Ödülü” veren zihniyetler ile dünyaya barış getiren İslam (kökünde güvenlik ve barış manasını barındıran kelime) ne kadar zıtlar değil mi! İslam’ın, barışın, güvenliğin, huzurun olduğu yer ile kavganın, düşmanlığın, savaşın olduğu yer bir arada duramaz. Kuyruk acısı bu yüzden olsa gerek. Asrı saadetten günümüze kadar ecdadımız şanlı bayrağı taşımış dünyada insana dair insanca değerleri korumak için o yüce peygamberin izini tavizsiz takip etmek için elinden geleni yapmıştır. En yakın örneğini Çanakkale’de hiçbir maddi hesap yapmadan canlarını harcayan şehitlerimizde görüyoruz.
Ecdat; vatanı, özgürlüğü, dini, namusu, şerefi, haysiyeti için en kıymetli olan yaşamını hiçe sayıp bizler için vücutlarını siper etmekten bir an bile geri durmadılar. Birçoğu şehit oldu bu kutsal görevde. bize düşen uğruna savaşılan bu değerlere sahip çıkmak, bu kutsal emanete sadık olabilmek.
Artık savaşın rengi değişti. önceden düşman karşımızdaydı. kana kan dişe diş mücadele ile düşmanı görüyor ve mücadele verebiliyorduk.
Silahlar; artık televizyonlar, gazeteler, dergiler, yazılar, görüntüler, ekonomik dengeler, içimizdeki ne idüğü belirsiz dış kaynaklı kurumlar, vakıflar, yardımlaşma etiketi yapıştırmış şirin kılıklı örgütlenmeler vs.
Savaş alanı; ekonomi, eğitim, inanç ve değerler, kültür, iç bütünlüğü sağlayan duygular, aile kurumu vs.
Artık daha dikkatli ve daha uyanık olmalı ve bu kutsal emaneti bizden sonraki kuşaklara darbe ve yara almadan iletmeliyiz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder