16 Eylül 2006

yalnızlar kapısı

yalnızlar kapısı (16/09/2006)
Bu yaşta ağlarım, gözlerim sızlar,
Bir kızın gönül bağında başlar özlemim.
Yara pınarlarından taşar hınçla kanım,
Kınında harlanır taştan kılıçlar..
Kin gözlerini bürür,
Buruk bir acıyla yürür istemsiz yürekler.
Gönül aynasında bir başka görür endamını,
Boş kanılarla aldanır hoş nidasına!
Yarınlara, anılarla rengarenk sevgiler adanır.
Gönül vergisi yazgısıyla sızlanır,
Huşu rüzgarı fısıldar adını..
Her şey fani derken daha ben,
Bahane eder ani bir sevdanın sabahında.
Akşamında ah bulutları kaplar kara bahtını.
Veda kapısı aralanınca şaşkın sesi ürperir.
Olmayan aşkın vadesi erir kenar yerinden.
Perilerden esinlenir her haliyle,
Eser bir deli rüzgar, yaşam baharına.
Hayaliyle kalakalır yarınlara,
Kula kul olur aciz yüreği..
Umut yokken yarin arzularına,
Sardı yüreğini ayrılık kökleri.
Ağlasan nafile, korkulu gazaptasın
Gaflet girdabında yok olur sabır taşın
Dirayet sütunların aşka dayanmaz yıkılır,
Gönlün ağlar, yanar yakılır..
Yok asla ötesi, berisi,
Sılası, vuslatı anlamsız,
Habersiz yok olur hayalinde gam perisi.
Arzdan göğe kalkar dalları,
Yalvar yakar olur dilleri,
Bir ağaç uzatır ellerini semaya arzla
Ayazdan kalan bir avazla azarlanır
Hayaller, heder olur kader havuzunda

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder