19 Kasım 2006

Kendim İçim

(06/11/2006)
yandı yüreğim yine durduk yerde. sebepsiz bir nida ile irkildi. döndüm yarından bana kalan sessizliğe..sonra üşüdüm sıcaklık beklercesine. bir an kalbimde taşıdım sevginin tabutlarını, sonra yoruldum aşkın bittiği yere gömdüm tüm beklentilerimi. dilimde duruldu aşkın terennümleri, tuttum bana tutunmak isteyen umudu.. bir süre sonra o da bıraktı. usulca kahır denizine süzüldü. feryatsız ve gamsız bir duruşla.. sonra dalgalandı bitti derken her şey, parladı sevinç güneşi.. kör kuyular, karanlık dehlizler aydınlandı gülümsemenle.
...
hayatın akışına bıraktım sürüklendim, anlatmak istediklerim düğümlendikçe boğazıma çırpındım. dilimde sallandı kelepçeler.. öfke şimşekleri yüklendikçe yüklendi, yağdırdı üstüme tüm hınçlarını, gazaplarını, ıstıraplarını .. hüzünle sevinç arasında gelgitler yaşadım, ay ile yoldaş oldum, yıldızları ile dertleştim yalnızlığın üzerime doğduğu gecelerde..
...
sevince sahiplendim, sahiplenince kaybettim sevgiyi.. kendime döndürdükçe nehirleri, meyil aldı başka sulara kavuşmak istemiyle. ilgim soğuttu sevgim boğdu sevdiğimi. dağlarda, yollarda, göklerde, yerlerde seni gördüm, senden baktım istikbale çizdiğim hayallerle..
...
yavaş yavaş yitirdim gönlümde biriken değerleri, hoyratça harcadım güven kredilerimi. sonra güvensiz kaldım bana uzanan dost ellerine. bu gün bir papatya kopardım, yoldum yapraklarını tek tek seni buluncaya kadar. bulamayınca topladım yeniden kopardıklarımı, tutmadı yapraklar. kopmanın acısıyla sürüklendi hayat rüzgarına.. bir yol tuttum kendime doğru mu yanlış mı bilemedim! hayat yonttukça acıdı yüreğim, acıdıkça daha gerçekçi anladım aradığım doğruyu. meğer doğru denilen şey hayatın sunduklarıyla sınırlıymış. hayatı anlamayan, hayatın dışında kalan, oyunun kuralını reddeden; istenmezmiş, oyunun dışında kalırmış. çok sonraları anladım da tutundum hayata en uç köşesinden.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder