şiirlerle zihnimizde hoş duygular uyandırmak için en güzel edebi araçtır. tabi şiirler nesir gibi kolay yazılamamaktadır, bulunduğun haleti ruhiye şiir yazımı üzerinde çok büyük rol oynamaktadır. bilindiği üzere şiir, edebiyatın en önemli unsurlarından birisidir. tabi günümüzde herkes şiir yazmaktadır ve şiirin genel sınırlarını çizebilmemizin imkanı da bulunmamaktadır. mana duygularına hitap eden tüm durumlarda da kesin bir şablon koyma durumu söz konusu değildir. asırlardan beri şiir konusunda çeşitli toplumlarda tartışmalar vuku bulmuştur. nihayetinde herkes kendi doğrusunu bulmuş ve uygulamaya başlamıştır. benim düşünceme göre düşüncelerini kulağa hoş gelecek şekilde ve yoğun olarak aktardıktan sonra şiirin temel prensipleri gerçekleşmiş olur. kulağa hoş gelmesini sağlayan çeşitli araçlar ve sanatlar vardır. bunlar kafiye, redif, hece ölçüsü, aliterasyon gibi hepimizin edebiyat derslerinden bildiğimiz unsurlardır. bunlar bizim araçlarımızdır fakat yine de her zaman kullanılacağı yönündeki düşünceler de şiirleri basma kalıba sokabilir. bu yüzden şiirin ruhuna uyacak şekilde elimizdeki materyalleri kullanabiliriz.
peygamberimiz Muhammet Mustafa (S.A.V.) risaleti tebliğ etmeğe başladığında Kureyş kafirleri sivri dilleriyle şiirler söyleyince Peygamberimiz Hassan Bin Sabit'i görevlendirmiş ve "şiir söyle ya Hassan, Cibril seninle beraberdir" demiştir. Şiirlerin fikirleri yaymada ne denli bir araç olduğu anlaşılmaktadır. zaten o zamanlar medya yoktu. güzel bir söz insanların ağızlarından düşmezdi. medya görevini şiirler görüyordu. nitekim daha sonra Kureyş'in tümü Müslüman olunca bu şiirler halk tarafından söylenmeğe devam etmiş. bunun üzerine arada fitne çıkmasın diye Hz. Ömer bu şiirleri yasaklamıştır. Hz. Ömer de şiirle ilgilenmiş ve şiir konusunda zamanın en önde gelen eleştirmenlerindendir. o zaman beğendiği şairler arasında Zahir, Nabigay, İmr-ül Kays gibi ünlü şairler vardı. Zahir hakkındaki düşünceleri şiirde bulunması gereken unsurları belirleyeceğinden o sözleri buraya nakletmekte fayda olduğunu düşünüyorum. Hz. Ömer bir gün İbni Abbas (r.a.)'a dedi ki:
-şairlerin şairinden bir şiir oku!
İbni Abbas hayretle sordu:
-ey müminlerin emiri! şairlerin şairi kimdir?
cevap verdi:
-Zahir'dir.
Zahir'i beğenmesinin sebeplerini şöyle anlattı:
-Zahir bayağı sözler kullanmaz. anlaşılması güç sözde söylemez, bilmediğini anlatmağa kalkışmaz, övdüğünün gerçek vasıflarını belirtir, üslubunda sadelik, mübalağadan kaçınma ve temiz bir dil vardır. cahiliyet devrinin şairlerinden çok islam şairlerine benzer..
Hz. Ömer İslam şairlerinin unsurlarını burada belirlemiştir. yine İmr-ül Kays hakkında da "şairler için şiir kaynağı açmış, kör manalara göz vermiştir" şeklinde açıklamasıyla şairlerin misyon ve vasıfları hakkında bize bilgi vermiştir. bize düşen fikirlerimizi açıklamakta şiirleri mümkün olduğu kadar en iyi şekilde kullanabilmektir. şiirleri okurken mısraların güzel ifadelerine hayranlığın yanı sıra hayatımızda şiir yazımına yer vermeli en azından iyi bir eleştirmen olmağa çalışmalıyız. bunları yapabilmek için kelime haznemizin çok geniş olması için gayret etmeli ve ecdadımızın çıkardığı edebi akımlara göz atıp bilhassa yitik kalmış malımız Osmanlıca'yı öğrenmeğe gayret göstermeliyiz. umarım bu kısımdaki şiirleri beğenirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder